Zihin Jimnastiği
İlginç bir görev düşer bir çobana nedense;
Irmağın karşısına, götürecek ne dense! Derler ki bu çobana: “işte kayık orada; Kurt, kuzu, biraz da ot, geçmek için sırada.” “Bir tanesi olacak kayığa bindiğinde; Hepsi sağlam kalacak, karşıya indiğinde.” “Ne otu kuzu yesin, ne de kuzuyu bu kurt; Haydi artık karar ver, hemen birini oturt!” Önce kuzuyu alır, koyar karşı tarafa; Kendi başına döner, iyi çalışır kafa! Kurdu götürür bu kez; yine geçer karşıya, Kurt iner, kuzu biner; kurt bu işe karşı ya! Sonra otu götürür, bırakır gelir kurda. Geri kuzuyla döner; biter bu görev burda… “Kuzu maskeli kurdun” sakınmalı haltından, Nice kervanlar yürür, samanlığın altından ! Bu zihin jimnastiği, ders değil mi aslında? Devirler değişse de; çoban oyun faslında! Kurda merhamet etmek, kuzuya reva mıdır? Böyle müzmin adalet, dertlere deva mıdır? Kurdun, kuzunun, otun, hakkını gözetmeli; Adalet, hak-hukuktan, hakkıyla söz etmeli! Düşünce tembelliği, sürü yapar milleti, Kalk, silkin, uyan artık; kim sever ki zilleti! Murat Canbolat |
Kutluyorum kalemini
Yüreğine sağlık
___________________________________________Selamlar saygılar