46 - Kırk Yıl Sonra / NasipmişGarağelin benim Durgadının Anşa’yı savışdırmış gızın önece(ği)nde keseler, çıkılar besbelli belli ga(y)ri Ismayıl’a yolluk çıkılamış duralagdan Ismayıl, gönümün bobayiğidi Anşanın ardı sıra cümle ğapısından çıkdı ne ğıdak uzakdan da olsa, şükür emrine ğördüm hasiret getdiğimi biledüşdüm, sanısın ay parçası emme omuzları çöküğüm, boynu büküğüm gönlümün aslanı, şahanı, bidenemm.. murazıımm! “ay ellerin yari”, ağzımın dovası gönnümün dileği yavıklım, ürüyam.. düşüm..hayalım, a(ğı)z dadım daş yolu geçince ayrılıp; höyle gayfaya doru söykeldi bakdım Anşa ğız ete(ği)ndekinneri eletmiş yalım gerisin geri ebesi ğile do(ğ)ru gelip geli(r) çelenlerden atlayıp, öğüne geşdim, “gı bak hele az” “-Anşaa gı, ne guyvudu eben; Ismayıl emmine” “-hamıraşı, mercimek, hakkaş, peynir, yağlıdolaz, haşlanık yumurta, kumpir ekmek, hakkaşlı çörek, dığançöre(ği), yarın bazar gamyonuynan Antelleye ğetce(ği)miş de” “-öylemi gıı” dedim goya bilmeyomuşuyun gibi “seğit yavrım, benim eve al da ğel Ismayıl Emmini hinci Alibe(y)nin gayfadan yanna getdiydi emme herkeşin içinde “beni dedi deme” imi yavrım önşe “bobam ça(ğı)rıyo(r)” de imi gadınım acıkmışdır, önşe gayfadan dışarı ünne, “barabar eve getcemişiyiz ille” yanına gelinşe de “ekmek yecez” de, izbar et gelmeceğ olu(r)sa “Aş’dudu ebem ça(ğı)rıyo” de “barabar Aş’dudu ebemgile getçemişiyiz” deye bi ğözel, eyicene tembihledim.. valla ilaf söz olcandan filen deği(l) neneyen kimseye evelallah etcek, hesap b(v)ercek değilin de hiş kimseynen uğraşamacan hu yaşdan keyri anam emme olmayo işde, neyeyse helecennanıyo i(n)san ele ğüne garşı.. garı gısmının bi de bu derdi var yaşına, saşına, başına bakmazlar “tefe gorlar” öğüne gelene dert annat gari işin gücün yoğusa, isdeyen isdedini desin valla umurumdaysa köpeğ olu ürerin de! Ismayılın hayalını gurmuşu(yu)n kırk sene hemi de kime neyimiş gı!; bobam satarkana öğüne gelen, basıp üş guruşu, satın alırkana ”benin deyen, aklına ğelen” sürürken ora-bura hankı ırzı gırık öğnnerine geşdi de “etmen-getmen” “oda sizin canınızın bi parşası” “çoluk-çocu(ğu) var, et dırnakdan ayrılı mı” dedi de hinci namısımdan hesap berceğimişiyin elaleme.. tarla benim deği mi, isder çalıya sürtdürün isder çobana gütdürün el keyfimin abılası değil ki neyise lafın birini goyup ötekine geşmeyen gaktım duttum hemen ordan kesdirimden evin yolunu duttum, seğirdiminen ha ev toplancak deği, emme böğün başga garazevdalar bile çitirim ğibi çiçeğ aşmadı mı her gün ora bura keydiğim fisdannarı asbaplığa basaladım Ismayıl geleli düğünde bayramda keyindiğim gizdeliklerin birini çıkarıyon ötekini keyyon gerisini bana sor, yoşuk deye perdeyi değişdirmişiyin “iki ğarılı bitten iki analı sütten ölü(r)” deler, Ismayıl da nere varsa zufra atılıyodur, kankı gapıyı çalsa ikram izzet boldur emme kimse benim gibi yeyim-yeycek, gırıntı mırıntı tedarikli değildir valla, adam açık çay içerimiş.. ya kim demlikde demler de yedekdu ıscak su bulundurur çocukların hankı gelse evel Allah eli boş gelmezler, bek bonkördürler valla neliklerinen etişdirdim ben onnarı, başgaları olsa her Allahın günü hır-gür eder, dirlik düzennig galmaz harp çıkarı(r)lar, onun bunun nizesinde olular ya valla şükür emrine esla esla birinin ötekine gaşını eğmesi yokdur.. neye biliyon mu çok çekdim bacım, o zamannar birbirlerine mut oldular, öğeylik ne bildirmedim ben onnara, bek dutgundurlar bi araya ğelsinner var ya hankı hankının bobası, hankı hankının gardaşı, hankını hankı doğurdu bilemen valla eller öz gardaş geçinmedi emme ben esla öğeylik bildirmedim.. esla, esla.. benim çocuklarıma falanın fianın deği(i) Aşadudunun çoc(u)kları deller, ta öyle onu deyodum payam ceviz gırmışıyın, sandıkda leblebi-fısdık, piskevit, lokum kekik hazır tıkırdayıp batı(r) zobada dünden su dökünüp saşlarıma gına vurdum yemen gınası ay anam, elime bile gapgara oturdu aççık sovan gapcığı goduydum ondan mı ne dırnaklarım narçiçe(ği) sankı yarından sonura gerdeğe gircek gibi eller duysa görse tefe gorrlar, gülerler vallahi aman kim görcek beni herkeş işinde gaydında hemide bizim macera, havaslık unuduldu getti bi elden bi ele, o zamannarı bilen-eden galmadı desek oluu hemi de herkeşin a(ğ)zı kesem mi ki? aman kim ne derse desin ekmek suladım kaş gap aş bişirmişin fasilesinden, keşge(ği)ne, ilanasından, gumpirine kime sorsan garının kesdiği yenmez der ya, hinci kime halim hu deyen horaz kesdim hemide kendi elimine hinci bi deliğannıya hu horazı bi kesivi decen.. işin gücün yoğusa dert annat gari eyisi mi üş gulfalla bi elhem “bıh” et boğazla at şora hamıraşı, cılbır olu-geder oturukene höşmerim, gadeyfi, taha ne; havla etceğdim hinci yağsı yağsı kokar ortalık çıkılar file hazır emme gız daha ünneyip gelenece kırk tefa eve varılır emme yüremin gümbürtüsünü duysanız bi sanki okula gediyon sanki ilk gaçışım sanki bekleyen var yaş kaş olursa olsun garı ğısmı her z(a)man garıdır vallahi.. DİPNOTLAR önecek: önlük yolluk : yol için hazırlanan yiyecek, yola gidene verilen hediye, yiyecek, giyecek, çıkın, azık söykelmek: o istimete yönelerek gitmek yalım : sanırım, sanırsam, ellehem, herhalde, gibi guyvumak: koyvermek tefe koymak : tefle yakılan manilerde adın geçer.. adıyın geçtiği maniler söylenir. benin deyen : “ben güçlüyüm, iktidarım” diyen, zalim, önüne gelene korku salan sürümek : alıp kaçmak, kız ya da kadın kaçırılırken gönüllü bile olsa bu sezilmesin içingitmez ya da gitmek istemez o yüzden kaçıran erkek sürümüş olur. Gönülsüz olmak da sonucu değiştirmez Resim; Enes Özdemir |
Yüreğine kalemine sağlık
Kutluyorum
_______________________________________Selamlar