Ey Nebi
Ey nebi
Halktan önce yaratılan nurum diyen yüce nebi, Âlemlere rahmet için var edilip gelenimsin. Sekizin sırrıyla müzeyyen olmuş bir artı yedi, Hızır gibi yoldaş olup kayığımı delenimsin. Rahman ile anlamam mı? Sen yaşarken rahimim de, Âdem ile Havva’msın sen habilim’le Kabil’im de, Ebu Bekir Ömer Osman Ali kadar talibim de, Kıyametler kopsa bile Nuh um oldun, sen gemimsin. Bağımızda bahçemizde, nüvemizsin özümüzde, Yandıkça hep yakıyorsun ateşlerde közümüzde, Kürsü sensin, hatip sensin, dil tahtısın sözümüzde, Namusumsun iffetimsin, Faziletim erdemimsin. Sana karşı söz söyleyip ukalalık edemem ki, El alemi delil sayıp arkasından gidemem ki, Sende ruhsat almayınca koyun bile güdemem ki, Yüce Allah lisanıyla bereketim Rahmetimsin. Dağda bağda yeryüzünde han ki gül ki açıp solmaz? Bu öyle bir gizemdir ’ki, diken bile sensiz olmaz. Harcı senin sevdandır, aşk küpüne çile dolmaz, Gönül denen meyhanede, kadehimsin hem şarabım, hem demimsin. Güller ile anılsan da âlemlere eştir şanın, Rütbe nişan makam mevki, Allah’tandır senin adın. Şükran ile şükür bildik, evvel ahir zahir batın, Arapçada Resul Allah, Türkçedeki Mehmet’iminsin. Ayağının türabıyım, başımın üstünde başın, Yüzün hala gözümdedir, kavseyindir iki kaşın, Gönlümde hep dirilikte, ölü değil hâşâ na’şın, Hıradaki esrarımsın, hicretteki zahmetimsin. Bin dört yüz küsur seneyle tarih düşüp kayıtlamam, İliğimde kemiğimde, canımdasın, kanımdasın, Asla hasret çekmiyorum, zira her an yanımdasın Muhammed’sin Mustafa sın, İncil deki Ahmet’imsin. Bana benden daha yakın, beden denen şu kaptasın, Bilenlerin maşukusun, bilmeyene seraptasın, Delilimsin Hak yolunda, İmamımsın mihraptasın, Mekke’deki mükerremim, Münevverde tek cemimsin. Bin dört yüz küsur seneyle tarih düşüp kayıtlamam, Miladını bilmeyeni kınayamam ayıplamam, Yaralının yanındayken hayal kurup sayıklamam, Varlığın ilk başlangıcı eskimeyen en yenimsin. 26.04.2015…Mustafa Yaralı |