YAŞAMIŞ OLABİLİRİZ
Kıskansa ulu çınarlar ömrümüzü
Bahar, yüküyle inat etse bahçemizde İçimizde solmayan neşe Kenetlensek de sımsıkı birbirimize Yine de sen ve ben ölüyüz Hatta ikiz bir ölümü tanımlarız Çünkü zamanın bir ucunu bulamadık Yusyuvarlak, bulutsu ve kaygan bir şeydi Aniden parlayıp kayboluyorduk içinde Korktuk ve öldük senle ben Ölüyken bile hala korkuyoruz Ve isyan ediyoruz daima unutarak Mecburuz bu ifade tarzına İşitmedin mi çığlıkların ruhu bitimsizdir Evet, ruh olmaya layıktır çığlıklar Hele bizim gibi mısralardaysa İşte mezarlar edindik insaflı gönüllerde Şuurlardan dağıttık düşsel bahçeleri Harap ama devinen şehirleri yücelttik Dokunduğumuz imkânsızların en gerçeğiydi Yine de senle ben olasılıklarla ölüyüz Aslında iki can olabiliriz seninle Meraklı nazarlarımız bunu hak ediyor Tırnaklarımızla anlaşılmayanı kazıdık Arzuladığımızı değil, çekindiğimizi keşfettik Aşkın esrar gibi fışkırdığına tanık olduk Tadınca öldüğümüzü unuttuğumuzu hatırla Onurlu ağırladık mavisi olmayan ölümü Aslında yaşamış olabiliriz seninle Kalabalıklar, uykularının en derinlerinde Sahte bir mutlulukla inanmadılar ölüme Biz sıcak kadavralarımızı fark ettik hayretle Zamanı ölçerek nasıl da gülebiliyorduk Sonsuzluğa hapsolmuş bir nokta gibi aşındık Kadrini kavradık kıpırdayan zerrelerin Acının ve mutluluğun saf hali bizde Düşünmek ise bambaşka bir zevkti |
'zamanın bir ucunu' bulamamak ve 'anlaşılmayanı kazımak'
Siz okuyana kalabalık görünende bile muhakkak seçeceğini sunuyorsunuz...
Teşekkürler Yahya bey