0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1915
Okunma
Gözümde tüttün de yar oldun memleketim
Divanenim sensiz yâri neyleyim
Hazan vurunca ayrılır ağaçla yaprak
Solar yaprak ayrılık olunca
Hüznü anlatıyormuş hep şarkılar türküler
Hangi taş basar beni bağrına bu asık çehreme kim güler
Hayat tatlıydı bana kurşun renginde değildi dağlar
O hal bitince anladım bir güne nasıl sığarmış çağlar
Ayrı ayrı yaşarmış herkes zamanı
Kimisine kısa kimisine uzun gelirmiş
İz bırakınca kalpte bir anı
Soluduğum hava, nefes almak değilmiş
Tek teselli bazen kavuşmak bazen ölümdür
Ya da zamanın tükendiği gündür
Bütün esrar zamanda
Bazen aşk şerbeti sunar insana
Bazen de gömer o engin ummana
Tepeden seyretmek vardı seni bir akşam ezanında
Mevla nasip etse de bulsam kendimi şefkatli kucağında
Kuşların çığlıklarını duydum seni düşünürken bir sabah
Durgun gibiydi deniz halimi anlatmak için
Ayrılırken vapurların bağırtısı yankılandı
Martılar katılıyordu hüznüme
Sonra pembe bir tül çekildi önüme
Görmedim ne kuşlar ne de deniz
İşte duruyorum solgun beniz
Bir meyhanedir bana her akşam
Gurbet ateşiyle efkârımı içiyorum
Bir an seni anmaya kalksam
En boğucu zaman tüneline düşüyorum
Dalgınca seyrederken zamanı
Umarsız zaman çılgınca eziyor
Ne kan olan içim ne de sararan ten
Vuslatına yetmiyor
Tepeden seyretmek vardı seni bir akşam ezanında
Mevla nasip etse de bulsam kendimi şefkatli kucağında
5.0
100% (2)