Ankara Ankara güzel AnkaraAnkara adın kara kalbin bayrağımızın rengi bakışların gökyüzü mavisi Atatürk gibi günlerin beyaz ola ayazın az güneşin bol ola yine çocukluğumu yaşayayım sinema afişli sokaklarında o dar, insan yüreği geniş sardunya, karanfil, leylak gül kokulu kapı önlerinde koşup oynayayım dedemi karşılayayım evin önünde o içi dolu sepetiyle görünsün sokağın üst başından gelsin çıkrıkçılar yokuşundaki dükkânından çıkarak önce akrabası Arif amcayla selâmlaşsın sonra sıradaki diğer arkadaşlarıyla dönsün köşeyi kâğıt oynadığı kahvehaneden yürüdükçe ağırlaşsın elindeki dolu sepet içinde olmadığına sevinsin cezaevinin yanından geçerken içeridekileri düşünsün kimler suçundan kimler suçsuzluğundan yatıyor Hacettepe’de dar sokaklı evlerin eşiğinde durup bakayım yine kimler yaşıyor burada diye İzmir’linin şen kahkahası duyulsun tek katlı evinin açık penceresinden sokağa neşe yayılsın karışarak hurda arabasının sesine dutlar dökülsün bahçeli küçük evlerin önüne yemek pişirsin halam iki göz odalı evinde mırıldanarak kendi kendine yağı mı az tuzu mu fazla yukarıdan Belma teyzenin sesi duyulsun çocuklar gelsin burada çalışsın diye yatalım bir odada kaç kişi bir arada güç alarak diğerinden birbirini büyütsün sesler yıkılırken yapıma hazır yerlerde Ankara Ankara güzel Ankara görmek istesin seni yine her bahtı kara taşın taş kayan kaya dayan başım dayan Aksaray’a nerede çocukluğum nerde çocukluğumun Atatürk orman çiftliği! yanında piknik yaptığımız hangi domuzlar öldü hangileri yaşıyor!.. 21.04. ’015 / Nazik Gülünay |
kutlarım
sevgiler kocaman