kalem
alacaklı kelimeler kapımda
istiyorlar ruhunu kalemlerin kabzediverecek can çekişen şevkini yağmur yağdırdıkça beynin otağına sarkmış pencerelerden cümle kelam dil sürç etmekten hüküm giymişte onca yükü sırtlanmış çaresiz kalem yazdıkça yanmış yandıkça yazmiş her kelamda kabrinden bir kürek kazmış gömmüş harflerini kefenleyipte gönlünün metruk mezarlarına tükenmiş.. adı tükenmeze çıksada karalamakla geçmiş ömrü ağarmayınca yazgıları yazdıkça dökülmüş kelam adı çıksada yorulmus tükenmiş kalem akıtmış mürekkep mavisi kanını kağıtlar ıslanmış vurdukca kalem fırtına koparmış her inkisarda düşünmemiş bir kere ne der el-âlem dağlara dokunsa ateş kusarmış lavları vav yapar gönle koyarmış lakin kağıt kıskanırmış sevdiğini bembeyaz çarşaflar açarmış her gece böyle başlamış aşkları gecenin gözü önünde yaşanmış hepsi gezindikçe kalem sevdiğinin bağrında ne dert kalıyormuş kâğıtta ne gam ne tasa velhasıl kelam aşkın adı kalem yazdıkça yaşıyor, yaşadıkça yazıyor insan.. |