2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1426
Okunma
Bir Haziran akşamıydı seninle
karşılaşmamız
Kalamış’ın kerpiç duvarlı konaklarının gölgesinin vurduğu taş sokaklarında
ilk sarılışımız
masum bir çocuğun annesine sarılışı kadar saf ve temiz
güneşi kıskandıracak kadar da asildi gülüşlerimiz
yağan yağmurun yeri öpmesi
saklamak içindi göğsümüze sığmayan kalbimizi
rüzgar saçlarını tararken
dalgalı denizlerden masallar biçilirdi,
o zamanda sokak çeşmelerinden
aşk damıtılır, aşk içilirdi.
şarkılar henüz kirlenmemişti
ilkbahar sabahına güneşle uyanılır,
kalbin aynası gözlerde bakir bakışlar,
saflığını kaybetmeden saklanırdı.
mutluluk.. sevgiliyle bir külah dondurma,
yada yazlık sinemada Ayhan Işık’a
bir kez daha âşık olmaktı.
korku.. sevgiliyi elde tutamamak değil,
evdekilere yakalanmama mahâretini
gösterecek kadar cesur olmaktı.
sevgi.. sevgi neydi..?
sevgi emekti.
gözyaşı karışmış dizeler yazıp,
kurutulmuş bahar çiçekleriyle süsleyip,
hasretle saklanan mektuplar yazmaktı.
pişmanlık.. yârin dizleri yerine taşı yeğlemekti
gölgelerin günahını bile, kendinden bilip
saklamak,
bir sevda uğruna bir ömür ağlamaktı..
5.0
100% (4)