34 - Kırk Yıl Sonra / Seyirderken Hasan abey geldi, sırtında Ümmü, atdı arkaya elleri, a(ğ)zı ba(ğ)lı gan çana(ğı) yüzü, sesi kısılmış, hırıltılı arkaya geşdi. “sür” dedi.. “sür brağidi” Üseyin abey de geldi “şükür” dedi, bilmen neye şükrettiyse ga(y)ri “sürsene abey!” dedi “sür!” Ümmü debeleniyo.. bağladılar ayaklarını.. “-Allahınızın aşgına” “-emmim, n’olur emmim” “Üseyin Emmii” “-dayııı dayıı yandırma beni” “-Allah.. i(n)şallahh çoluk çocuğunuza versin” bin yalvarıyo emme aldıran kim ordayın deye bu sefer de ben şükrettim.. bu şerefsizlerin neytce(ği) belli olmazdı Arpalıkdan sallandık Ovaya aşşa bende dovaların bini bi para.. Kodano(ğ)lu, “-Hasan abey, Musdabeynen gavilleşdik de bi yüzlüğünüzü daa alcan, gusura galman” “-sen öğüne bak bizimo(ğ)lan” “-hinciden deyen de, ..hehheh he!” “…” “-hemi siz bö(y)le demediydiniz, hani o(ğ)lan” “-ulen bak.. senin ananı.., avradını, başlatma yüz lirene” “-şakadan dedim Hasan abey yauu, valla şakadan nayet bu bi(r) hayır işi, biz de bi sevaba girelim heh he!” “-ulen! Nalet kör şeytan canımı sıkma, gatil etme i(n)sanı” Akyolu da döndük, şöfer şavkartdı ortalığı her çalı gözüme candırma ğibi gözükdü.. yardık getdik, Payamdaş, Depeyurt, Zırtlandere, ovanın yüzü.. ıssıız geceyi.. pürtelaş yaran karşı dağları yalayan gacur-gucur sallanan, cibin şavkı.. çalıları üstümüze saldırtan.. Ümmünün gözel gözleri faltaşı gibi açılmış.. korkudan hıçkırıklar içinde, saçı başı dağınık.. ağzı yüzü kan.. pişman, yorgun, bu gözelliği görmeyen.. iki mahkum tutmuş kollarından ben cibin ön yandayın, dönüp ardıma bakamayon ömr-ü hayatımda ilk diba o ğün cibe biniyon “Allah sonunu hayretsin emme çok gorkuyon, ömrü-billah okuduğumdan çok dova okuyorun ona bana da evde galannara da .. Sümen.. ...... Ali.. Bobam.. Emmim.. Yengem.. ** beri yandan şosaya varıyokana sessizlik bozuldu “-ne trafa Hasan Abe(y)” “-hu yanna”adam gıvrattı o yanna.. ne ğadar getdik bilmeyon ben dova okumaya dövam ediyon aklıma ne geliyo.. beni yolda endiri(r)ler de hu sabi’nin başına olmadık iş getirilerse ulu(r) mu oluu(r) hani de aklından kesme.. zabah beri bana etmediğini gomayan cipci nası gorkdu da “valla şaka abey” dedi toplu dabança var ikisinin de bellerinde Bozdurmuş Belini aşdık, gecenin leylisinde gız debelenmeye başladı, “endirin beni” deye, çözdüler elini aya(ğı)nı, bana dediler “-elet” “-bekle” bi bakdım Ümmü gaçıyo, etiştim sırtladığım gibi ötekinnerin habarı olmadan cibe görütecen gari, zapdedemedim, gücümü gurutdu, elimden sıyrıldı etişdim emme, narasın bi çalıya yapışdı hakından gelmenin imkanı yok, sökülüp eline geliyo çalı o kökleniyo, yakalayo bi çalı daha o da köklenip geliyo “-salıvı beni emmi Allahını kitabını seviyosan”, … “-goyvu beni.. ben sana nettim gadın emmim” deyo “-yakalalarlar seni emmim” deyon “-nere gaçaçan” “-gorkma ben varın sana bişi yapamazlar, bana güven” “- işi yokuşa sürme gözel yeğenim” kime den, dinnemeyo ki derkene Hasan Abey geldi, “- ne bok yeyon len sen” ikimiz de gakdık, bana bi şamar aşgetdi,.. gızı aldı ğetdi “-len şerefsiz.. senin yeğenin biz bişi etmeye gaksak, sen dur decen” “-valla ileşini serer, atıvırı gederin, ulen sen ne şerefsizimişsin,” böyleynen emin oldum Hasan Abeyden, içime su serpildi.. “-ben gaşcadım da, emmim yakaladı, “nere gaşcan” dedi” dedi .. “erkek gızımış Ümmü”, “insanın böyle bi garısı olusa, adam eder erini sırtı yere gelmez evelallah, maşşalah..” dedim içimden Allah sonunu hayretsin deye dova etdim, vardık ağşamüsdü! Yabırlar Köyü.. Eleğri.. “buyurun” dediler “Goca Yörük”ün evinden .. Fotoğraf : Zeki AKAKÇA arkası yarın |
suzan çelik tarafından 4/14/2015 1:01:43 AM zamanında düzenlenmiştir.