zamanzaman sakin bir nehrin ruh halinden çok, içre bir yolculuğun hüzün saatlerini anlatır kendi derinliğinde... ölüme doğru akıp giden bu yolculukta hangi hayallerimiz nemlendi ki.. .... şimdi kırık bir aynanın izbe yıllarına dalıp gidiyorum buruşmuş yüzümde zamanın eskittiği fotoğraflardan mutlulukla dolup taşan hiçbir an yok sanki ve hep bir başka günün özlemiyle yanıp tutuşan istekler ve hayaller. baktığım pencereden günler hiç beklemeden geçiyor oysa her gün zifiri karanlık ve buz gibi hava öyle üşüyorum ki sıcak bir güne hasretliğim kafamdaki ur gibi büyüyor. özlem her gün bu pencereden iki katına çıkar büyüdükçe büyür ur zaman kendi tenhalığında kısalır biz hep üşürüz üşürüz ve sonra ölürüz.. mart(2015) |