Bir Kahve Bile İçemem Ellerinden
zamanla, nasılda evcilleşiyor insan!
ölürümde boyun eğmem derken nasılda kabulleniyor, gönüllü köleliği! ayrılık denilen, o ölümcül mağlubiyetin yanında... nasılda değersiz, oyuncak zaferleri! bir vahşete dönüşünce o muhteşem savaşlar elinin tersiyle itiyor en güzel ganimeti… şimdi savaş bitti, aşk ağır yaralı! bense düş yorgunuyum, aşk yorgunuyum! artık karayel gibi esemiyorum. eskicinin bile almak istemediği, sırrı dökülmüş bir aynayım artık hiçbir şeyi yansıtamıyorum. rüzgar ekip, fırtına biçtiğim günler geride kaldı yılkı atları gibi, ölümü bekliyorum. çekildim kabuğuma… dalından kopmuş yaprak gibi uçmaktan, denizden ayrı düşmüş balık gibi çırpınmaktan yorgunum. kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda suyu çekilmiş dere yatakları gibi her gün biraz daha kuruyorum. anahtarı kaybolmuş bir kilit içten içe nasıl paslanırsa... işte öyle paslanıyorum. oysa… neler biriktirmiştim sana neler saklamıştım. dağların derin koyaklarında bir maden ocağıydım! kimler kazmadı ki gövdemi, labirentlerimde kimler gezmediki… bense hep seni bekledim. kimselere zerre vermedim! bir sana sadece sana… içimdeki bütün cevherleri gösterecektim. binbir gece masalları gibi, çağ dışı bir romantizim sunacaktım sana. senin dillere destan güzelliğin… benim boyundan büyük sevdam… aşkımız konuşulacaktı bu şehrin sokaklarında soyadımı bağışlayacaktım sana! yalan dolan nedir bilmeyen... hiç kimselere boyun eğmeyen o soyadım! diz çökecekti senin yolunda. oyy… benim ellere gelin ettiğim yapamadım... akortsuz bir keman gibi, sana sesimi duyuramadım. ahh…aşk acemisiydim sevda sakarıydım aşkımız İntihar süsü verilmiş bir cinayetti! bense suni tenefüs telaşındaydım. kırılmaz dediğim fay hattı kırıldı! batmaz sandığım o gemi battı! bitmez dediğim aşk bitti! olmadı… olmadı… olamadı… her güzel şey gibi, buda yarım kaldı. bizim bir yastıkta kocayacağımız yatağımız yokmuş! güzel bir şarkıda çıplak ayak dans etmeyecek... kar yağarken birlikte kar topu oynamayacak mışız. bir albümümde ikimize ait fotoğraflar solmayacak mış! bizim asla… evlilik yıl dönümümüz olmayacak mış! yarım kalmış bir şiirin, iki kırgın kelimesi olduk! öfkeli bir fırtınada savrulup iki ayrı yanağa konduk! unuttuk düşlerimizi döndük yeminlerimizden. dudak izlerim çoktan silindi buğday sarısı teninden. sende biliyorsun s e v g i l i m… se v g i l i m, diyemediğim! artık bir kahve bile içemem ellerinden. |
İyi şairler ve böylesi güzel şiirleri var yoksa aşkı kim anlatırdı dize dize Kilitli kalırdı sadece yanık gönüllerde
Kaleminizi kutluyorum yazan elleriniz yüreğiniz dert görmesin