5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1911
Okunma
Gece çürüyor
Lime lime dökülüyor karanlığın perdesi
Bu lanetli şehirde; Sensiz bir gün daha başlıyor.
Sen yoksun ya içinde, yansın bu şehir Neron’nun yaktığı Roma gibi
Yansın bu caddeler, sokaklar
Ben hep seni aradım, bu çöl artığı şehirde
Sensizliği haykırdım, bu sağır kalabalığa
Sesim çürüdü
Bu kırsal beton ormanında.
Kanatları deniz kokan bir martıydım oysa
Alıp götüremedim seni; Begonvil kokan o kasabaya, o ıssız kumsallara
Ben gelseydim, sen kapıyı açarmıydın bana
Bitmek bilmedi bu sonsuz dilemma
Ben çözemedim, yada çözülmedi
İçimde bu kördüğüm olmuş muamma.
Bu şehre inat, bari sen gelseydin bana
Sorgusuz sualsiz karşılar, sımsıkı sarılırdım sana
Bu şehrin kem gözlerini çatlatırcasına
Unuturduk o netameli yılları
Buğday ile başak gibi kucaklaşırdık
Öpüşünce günahkar...
Sevişince namahrem olmazdık.
Şimdi sen sesinin tınısını bile, benden esirgeyip
Gölgene bile barikatlar kuruyorsun ya..
Bu şehrin kirli gürültüsünde, beni haraç mezat satıp
Aramıza tel örgüler çekiyorsun ya..
Sırf ben görmeyeyim diye
Gözlerinin perdesini çekiyorsun ya..
Bende siyah çelenkler bırakacağım; Bu şehrin anıtsal giriş kapılarına
Kale burçlarına intiharlar asıp
Kan kırmızıya boyayacağım bütün evleri
Senin adını yazacağım; Köprülere, otoyollara,
Parklara meydanlara çiçekler dikip, boşuna harcamasınlar para
Deniz değil, okyanus bile getirseler
Sensiz...
Hep çöl, Ankara.