Aşk Paslanır Böyle Gecelerde
şimdi sen ben okşamayım diye saçlarını kestin ya
ruj değil akrep zehri sürdün ya dudaklarına ben öpmeyim diye ben gelmeyim diye rüyalarına bile mayın döşedin bütün vahşetinle öldürdün ya beni içinde gözyaşı şişeleri biriktirsemde, sensizliğin mahzenlerinde bir kez öldüm bin kez yaşattım seni içimde kapına gelipte ağlamadım bir orman yangını gibi yandımda, bir damla su diye yalvarmadım bilirdimki sana gelmek senden ayrı düşmekti bahçende ayrık otu masmavi gökyüzünde siyah bir duman olmaktı ezilmekten korkmayan kum gibi serildim yoluna bir kar tanesi gibi eridimde avuçlarında sen istemedikçe senle olmadım susmaktı seni bulmak sustum konuşmadım oysa sessizlikte büyüyen tek şey sensizlik ve hüzündü aşk paslanırdı böyle gecelerde yanardağdan kopan lav suya düşünce, sumu yanar lavmı donardı kayboldum med cezirlerde sen bir ölünün gözlerine bakar gibi baktıkça gözlerime yırtığını diktim sevdamın kar suyu içirdim şiirime artık ne sen saçlarını uzatırsın ne ben sığınırım saçlarının kuytusuna bir daha belki tesadüfi karşılaşırız herhangi bir yerde göz göze geliriz ve iki mermi sürülür, iki namluya |
güzel bir şiirdi,
final ise vurucuydu,
tebrikler,
selâmlarımla..