Yol SöylencesiBu yorgunluk ve yalınlık üzerine söyleyebileceğim birkaç kelimem var Henüz ölmedim Ve kendimdeyim Yağmur yağıyor Kar taneleri mi eriyor Yoksa yüzüme vuran Yalnızlığın ölüm izleri mi bilmiyorum Çoğul olup da yalnız olduğumu hissettiğim zamanlarda Gökyüzüne aşık bir kuş gibi oluyorum Ne başım dönüyor Ne de kanatlarımı hissedebiliyorum Kaldırımların ince kenarlarından yürüyorum Düşecek olsam sol yanımdaki boşluk beni tedirgin ediyor Düşecek olsam sağ yanıma öykünüyorum Sadece sağ elimle kalem tutabiliyorum Sol yanımın beceriksizliği İnce bir kurşun kalemin çaresizliğini hatırlatıyor bana Ansızın kırılıyor Ucu köreliyor Veya yazmaya ait ne kadar kelime varsa Beynimden çıkıp biri türlü kalemin ucuna ulaşamıyor Böyle zamanlarda kesik kesik nefes alıyor Ve sonsuz düşünüyorum Düşündüğüm kadar yaşamadığım geliyor aklıma Ve yaşayan her şeyden nefret ediyorum |
ne taşlı dikenli dağ bayırdır,
ne de inişli çıkışlı yoldur aşk...
o,
yurt tutulmuş bir yürek,
ve o yürekte yaşamaktır...
Güne anlamını vermiş bu güzel eseri ve sahibi güçlü kalemi yürekten kutluyorum.
Doyumsuz bir eserdi, saygılarımla...