Geceye hürmetkâr bir şiirin tek varisi gibi Karantinaya alınmış bunca düşün içinde Gelip başucumdaki yastığın deseninde Uykumu ziyan edecek kadar cüretkâr sözlerle Taşralı aşk ezgileri gibi Usulca Gözlerini bırakıyorsun. Hakkında ölüm fermanı verilmiş bir mahkûm misali, Apansız geçen bir trene biniyor geçmişimiz. Çorak bir ovanın ıslanma hayali gibi, Ellerim göğün yamacına tırmanıyor. Zaman kekeme sanatıyla, Akrebi kara deliklerle tehdit ederken, Kum saatinden atlayarak ölüyor anımız Dilimiz beynimize yaşamayı ezberlettiriyor. Bir metafordu yaşamak Ve Kozmik bir ölüm yakışmıyordu bu aşka. Aynada siluetim çoğalıyor, Kalbimi bölüşüyorlar israfkar bir sofrada. Çanı boşa çalan bir kilise gibi, Yalnız(l)aşıyordu içimdeki mabet. Ne vaftiz bekleyen var ne saadet. Göğsümü kuşatıyor çelimsiz ordular. Sırtımda nal izleri acı ağlıyor. Bir yar/bay kılıcıyla b/ölüyor güneşi, Bir parçasını bahara kuruyorum. Yedi kere yedi mağarada uyuyorum. Rüyamda mandalina soyarken sana, Gözümü hicr-an çağına açıyorum bir İngiliz anahtarıyla. Tüm haklarımı sana ilhak ediyorum. Şimdi ben sana tedirgin şiirler yazıyorum ya. Susuz İsmail gibi topuğumu yere vuruyorum ya, Hiçbir su çıkmayacak biliyorum. Çiftçinin sevmediği ağaç gibi, Yemişimi kuşlara satıyorum. Ağustos böceği iyiydi kadın. Karıncalar bencil. Ben, Herkese isyankar, Bir sana evcil. Bir sana.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YOK GİBİ YAŞAMAK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOK GİBİ YAŞAMAK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
:) ayy ne güzel ben de hepsini ve finali beğendim. Bence de karınca eğlenmeyi bilmeyen; bencil, uyuzun teki. 1 tane saz çalan, şarkı söyleyip gönül eğleyen ağustos böceğini 10 tane karıncaya değişmem. Tebrikler şaire.