BÂD-I SABÂ (*)
Vefâlı mı değil mi o ayrılık anında?
Bir kez olsun geriye bakıp/bakmamak vardır. Dünü dünde bıraktın bu günün içindesin Yarın ise belirsiz çıkıp/çıkmamak vardır. Beni mutlu edersin gözyaşım sildiğin an O ne güzel günlerdi, birlikte güldüğün an Beklenmedik bir anda göz göze geldiğin an Şimşek olup gönülde çakıp/çakmamak vardır. Aşka âşık değilse göze alamaz kişi Âşık kâbus görse de hayra yorar o düşü Gerektiği bir anda aşk aslında risk işi Gemileri yâr için yakıp/yakmamak vardır. İlk fırsatta ne olur sitemini eyle ki Ben merhemin olayım sen derdini söyle ki Yâri gördüğü anda sevincinden öyle ki Meri keklik misâli sekip/sekmemek vardır. Müezzin minârede ezanını okurken “Namaz kılmak uykudan daha hayırlı” derken Sabahın seher vakti bâd-ı sabâ eserken Gülün dalına konup şakıp/şakmamak vardır... 31/01/’15 Hanifi KARA (*) Bâd-ı sabâ: Seher vakti esen yel |