Geç kaldığım ömrümün kıyametinde bulmuştum seni.. Zihnimde sanrılar içimde kundaklanmış sancılar örtülmüştü kapılar bir bir..
Öyle bir uçurumdu ki ellerim hayaldi boşluğa uzanmak bile kederli ve bezgin şarkılardan yılmıştı dilim.. Her gece ölgün, titrek bir lamba alevinde yıkanmaktı alnımın yazısı ki mâhirdim ben yitirmekte kendimi; kül içinde boğulmaktı ateşlenmelerim...
Usulca toplardım ağlarımı umuttan bir yudum da olsa içebilmek için damarımda yol alan zehrinin tortusundan..
Ar damarı yoktu oysa zihnime gerdiğim perdelerin; ne vakit düşsem gözlerinin çukuruna şehlâ düşünceler sıkardı yüreğimi yıkılırdı kerpiçten düşlerim... tenhâ denizlerden geçip sonra boğulurdum martı telâşında..
İşte böyle.. Böyle işte.. İçim ayaz; kırgınım şubata Nasıl yeşerir yeniden eteklerimden dökülen bunca yaprak... Bilir misin? Sahi; bilsen söyler misin?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Göğümce şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Göğümce şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ne yazarsam yazayım; bilirim ki tercümân olmuşumdur yüreğine.. Ve bu çok güzel bir duygu Sevtap' ım.. Eksilme hiç. Sevgiyle, muhabbetle öpüyorum gül yanaklarından..
Kış ayazında kalan çığlıkların sesi duyuluyor.Karşı kıyılarda kalan umutların. içimizin nehirlerinde akan durulmamış hüzünlerin... Çok güzeldi.Yürekten kutlarım. Sevgiler.
En umuttu belki , öyle bel bağlanılan kıyamet ardı...kıyametin de kıyameti çektiği doğru demek ki...Düş kırıklıklarının, gerçekleşmeyen beklentilerin, en çok da ağıtın şiiriydi okuduğum...Şubat soğuğunda buzlanmış...
Vurdu sabah sabah ...Şubatta belki yeşillenmez ama şair martı var hani cemrelerle oynaşan, nisanı; yağmurun bereketine canı kanlandıran, mayısı; elvan elvan çiçek kokusunda sevgiyi tomurcuklandıran ...daha sayayım mı
"
ve
" Adın dilimde yataksız nehir... " Adı nehir olanın aktığı yer yatak olmasa da bir şekilde ya buluttan el alıp ya dereye, ırmağa karışıp büyüyerek denize sahip olacağı kesindir değil mi...Hangi akarın varlık sebebi hiçlik olmuştur...Vardır elbet onunda hayra dolacağı bir yer...Nasıl aktığı nereye vardığı değil midir önemli olan...
''Ne zaman biter ki yolu izi belirsiz bu seyir..''
Bir bilmece gibi gelir alem,bir sır gibi dayar yüzüme ömür şimdi....Yaprakları sararan her an' biraz daha benden biraz daha kendimden geçer...
SeyirDefterime bakmak için çekmecemi açtığım da, hal ve perişan sözlerini gördüm bir metin üzerinde...
Açmaz, durulmaz bir yan, hep karanlık .İçimizden geldiği gibi davranmak ,utanılacak şeyler haline gelmiş. Tutsak edilmiş toplumsal davranışların, bir ilah ağzından çıkmış gibi beynime tıka-pasa doldurulması SeyirDefterimi yazmama neden oluyor. Çünkü o defterdeki kişi benim. Dünyada yaşayan kişi ise, Onların istediği kişi yine benim.
tek başına bu dize bile kocaman bir şiir Özlem'im...
kutluyorum sevgiyle...