Yarın derdik işte yarınneler hayal etmiştik yarınlardan şarkılar söylemiştik yarınlar bizim diye umutlarımızı yükleyip yarınlara yılları tüketmiştik o zaman da dolup boşalmıştı sokaklar sesleriyle gençlerin tutuklanmıştık bir türkü yakılıp yıkılır mı iyice tütsüleyip yaktılar başımızın üstünde demir bir direk kendine dönük lambası sokak karartılmış bir savaş var da sanki, karartma geceleri sıkı sıkı kapamışız perdeleri fısıltıyla konuşuluyor nerdeyse bütün sesler bir sese ayarlı bir camiden diğerlerine ayarlı ezanlar gibi aynı makamı dinliyoruz yine çocukların sütü yok yine içeri doluyor yağmurlar basıyor alt katları işte yarın: sünepe; kollar askıda, başlar yarık çıkmıyor meydana insan kükreyerek aslan gibi çalışmıyor demir kol boş boş aranıyor eller yok ki hedefe odaklanan gözler kapatmışız perdeleri sonuna kadar odaya nasıl girecek güneş? işte yarın delirten dönekler ekmek parası olmayanların önünde ve işsizlerin ve bıkmadan bölenlerin bilmem kaç parçaya neden bu şiiri yazıyor yün ören ellerim.. 10. 01. 1986/ 02. 01. 2014 Nazik Gülünay |
Sokulluda bir şair arkadaşla buluştuk.
sağlıcakla