dumanlı seyir
Varsayalım erguvanlar uzanmış olsun boğaz boylarına,
yalılarında eskitme eğlenceleri, karartılmış gecelerin vaz geçilmezleri olsun . anason kokusu kırıtan avratlar gibi göz kırpar ruhuma ben kudurayım oltacılar solucan bozuntusundan medet umarken fakir Orhan’ın hayalleri kumsalsız . rumeli kavağında bir ayağı çukura hasret şıp sevdi gönüllüsünün mekanı istimlaktaydı. annemin yaptığı keki yemeğe vakit yok. fesleğen kokusu fakir fukara avuntusu gibi, mezesiz manzarama bir kadeh rakı lüks sayılır şimdi. sidik yarışı bile kazanamamışım Turgut uyar misali işesem şehrin bir köşesine yaz ortası yakar bedenimi vakitsiz yıldırımlar şansı tanımam bulduğum tek beş liranın sahibi salya sümük ağalayan bir çocuktu üstelik annemin yaptığı kek çok tuzluydu. bir kıza tutulmuşum şarkının nakaratında. elleri çekiç sallayan, kundura kalfası gibi nasırlı. her el tutuşmamızda içim gıdıklanırdı. solucan,balıklarla dalga geçerken annemin keki halen çok tuzlu. taksim yine dopdolu bir elin yedi parmağı gibiydik en sevdiğimiz oyun misket ayrıldılar! onlar misketi ne sandılar !! cam kavanozda mühürlü kağıtlarla kadercilik oynarken taksim kaynıyor solucan kurtuldu annemin keki halen çok tuzlu bu günde aç kaldık. Allah’a hiç isyan etmedik edepsizliğimiz düşlerimizde hapisti. ama yine de hayyam misali kör kütük sarhoştuk. |
gönül sayfanıza yine
nadide yürek incileri düşmüş
bende büyük bir beğeni ile okudum
can dostum güzel insana
nihayetsiz tebrikler