Kim infaz eder ulan benim aşkımıKaç bahar önceydi kınalı yapıncaklarla Varıp çalmıştım kapısını evinizin Bir asabi baban vardı, Elinden şarap şişesi düşmez Gel buyur bile demezdi içeri Gel şöyle iki kadeh atalım seninle Diyecek cesareti yoktu henüz Düşman bir akşam üstü Yer İstanbul şehreküstü Bir mektup geldi uzaklardan Okudum ayak üstü Dediler o kız ayrıldı buradan Uzaklara alıp götürmüşler onu benden Galiba biraz tedirgin olmuşlar halimden Parkalı kirli sakallı Esrarengiz bir adammışım ben Oysa ben böylesine sevecen Böylesine şair ruhluyken Ve sen, Ölesiye sevdiğini Ölesiye haykırırken Kim infaz eder ulan benim aşkımı Balık yemi gibi takarım Sizi oltama Uçan atlara binip gelirim kapınıza Bu kez kınalı yapıncaklarla gelmem elbet takarım belime silahları Dev adımlarla yürürken sokakları Şaşarım kim çıkacak karşıma Çağırsanız da dağdan tüm çakalları Tatlı dilinizle deliğinden çıkartsanız da yılanları Hatta davet etseniz tüm ayıları Sesimi duyan var mı? diye sayarsınız yıldızları Yani sen şimdi gelicen sevdiğim kızı Benden alıp götürücen Bende topal bir köpek gibi Arkanızdan havlıcam öylemi Kim infaz eder ulan benim aşkımı Bilmez misiniz benim pire için Yorganı yaktığımı Vallahi kaptığım gibi silahımı Sülaleni balık yemi gibi takarım Oltamın ucuna Doksan dokuzlu tespih gibi dizerim Alimallah adamı, teneşirlerin üstüne Ne yaz geldiği belli olur evinize nede kış Senin ikamet ettiğin mahleyi değil Kenti üstüne yıkar geçerim |
sağlıcakla kal