Sen Özgürlüksün Biliyorum
Bir yaprağın üzerine düşen kırağı gibi,
Ve o kırağa yüreğimin kapılarını açar gibi sevdim seni. Bahar gibi, Güneş gibi, Güleç yüzlü çocuklar gibi, Ve bir zindanın duvarlarını tırnaklarımla aşınlar gibi sevdim seni. Sen yasemin çiçeği, Sen ağrılı bir gözyaşı, Sen yüreğime akan kızıl bir karanfil, Ve ben seni, Göğü sahiplenen kuşların özgürlüğü gibi sevdim. Gözlerin diyorum kadın, Gözlerin. Bir halkın özgürlük mücadelesi gibi, Ve ben, özgürlüğe aşık bir halkın kavgasıyım. Gözlerinde bulduğum özgürlüğe. Seni; Bir türkünün içinde geçen, Özgürlük gibi sevdim! Aynı acıyı hissettim, Aynı özlemi çektim, Ve; Aynı özgürlük için, Savaşlar verdim! Bir savaşın ortasında kalmış, Bir çocuk gibi; Hem, ölümden korkuyordum, Hem de, ölüme meydan okuyordum. Seni öyle sevdim işte Kırgındım, uykusuzdum ve yorgundum. Yürüdüğüm şu sokaklar biliyor ki; Aynı şehir de, Aynı sokakları adımlıyoruz. Ve ben, her adımım da, Sana bir adım daha yaklaşıyorum. Özgürlüğe yaklaşır gibi, Sen özgürlüksün biliyorum. Bazen kendimi kör kuyularda sanıyorum. Bazen zifiri zindanlarda, Bazen de bir darağacında, Ama, ben seni ölümüne seviyorum. Ne zindanlar, Ne kör kuyular, Ve ne de darağaçları, Benim sana olan sevdama engel olabilir. Sen bir kırağı gibisin yüreğimde, Bense kurumuş bir söğüt yaprağı. Yüreğinde can bulmayı bekleyen. İbrahim Dalkılıç 28/11/2014 00:55 izmir |