Medrese
aşağı doğru sarkan kazağın içi boş
hava ile nargile içicileri arasında karşılıklı bir alış veriş hasıl oluyor bir tuhaf adam ismail abi sade mütebessim ve durgun zümrüt dallarına dokunmuşcasına eli kanım o ki doğuştan medreseli kanatlar alır başını ziya geçmişi yad eden eski sevgili gölgesidir kuşların belki taşların yüzünde aşkı okşayan ve sen dilin paslı ümidi zamanı durdura bilsek mutluluğun maviyle buluştuğu kim ağlar denizlerle öpüşürken kim iki mısra yol ve ufukları bölen ayrılık işte bak insan ve ezan sonbahar hazan uyum bu mesafe sonsuzluğun kıblesi verebilsek göğün kalbiyle sızlayan çocuğa hediyesini aramak bir uç bulup aramak yaşamak telaşında unutulmuş o büyük harfin büyüsünü dindirecek nasihati aramak dönen göz mağrur öykü oyalar ağzını bir sualin bu neyin zaferi ey hayat medresenin avlusundan içeri terazisinden ağır basan ak sakallı ihtiyarın sözleri. |