Suların Gürültüsü
elini elime değdirdiğinde başlıyordu
sislerin melodisini kaybeden hız sonra alçalan bir kuyu göğe bakınca karamsar değişmeyen gözleriniz uğurladık başımıza toplayıp umutları gidin koşun o yere suların gürültüsüne kapılıp ölüm tekrarlanan bir rüya olacak hep uyanıp yeşil ağaç dibinde uzayan beyazlara akacaksınız kalbiniz büyüyecek hiç böyle atmamıştı koşan çocukların yeşile sevdası ve yolun başı yağmur ormanlarının gürültüsü yüreğinizin kabaran dalgalarından çiçekler inecek suya kızıl bir gül gibi ağlarken yeniden hayat yaprağın ucu sarardıkça daha yeni bir mevsim karlı bir havada tabanlarını kırıştıran mutluluk yürüyüşünüz olacak gidin o su sizin en sakin anında boyunuzu aşıp kutsal ve tatlı kardeşler gibi bir birinize sarılıp ölebilirsiniz ve bir gün o his o şiir kapınızı açtığınızda soracak umduğunuzu anlatın bize günün arkasında sarhoş yıllar yıldızlara koşarken artık rahatlamış bir mavinin içindesiniz olanları unutup basit bir yerden üzülen dünyamızı seyre dalıp mutluluklar içinde gözlerinizi açtığınızda devamı olmayan bütün geçmişlerden vazgeçeceksiniz. |
iyidir..