Tanrılar Günü
çok üzüldü
başını saklayıp yastığa soktu eski geceler heybetlidir yarın olmaz olur ise parka gideceğim babamda gelsin sonra kardeşlerimle şakalaşıp beni ağlatana dek ağaç yakan güneşin sesi oyalama taht inip kalkıyor sıkılıp ormanlara kaçmak istiyorum gök kime yakın kimin boynu gıdıklanıyorsa o veda etsin feragat edip korkusundan yarın tanrılar günü giyinip kuşanıp el öpmeye gideceğim cami duvarında silah sesleri kuşlar uçuşuyor mezarlığın üstünde bir kaç adam ölmüş ölmüşlerle olmuşlar aynı değil patikaları yan yola sapan başka biri gibi günün kıyısından geçiyorum uyurken sırıtıyor laflayan gece çoğalıp bir birine karışan başka dağın arkası onun sarhoş gözleri hala üstümüzde bize kurşunlar sıkmaya devam ediyor yara aldım galiba galiba sandallarımız delindi sulara büküp kendimi nedense orada bir hiçlik cesaret verip duruyor yok oluşumuza mutluluk diyor ikide bir mutlu olmak basit bir şeymiş gibi ellerini ovuşturuyor şeytan öpülüp başı arkasına düşen rahatlığımı kıskanacak olursanız eğer bütün bildiklerimden vazgeçeceğim rahatsız olanların kabuğuna saklandığı ses geçirmez bu istisna gece yolun ucunu görmeye meyilli kalbi heyecan çiçekleriyle dolu küçük bir çocuğum ona göre sakın silahlarınızı kuşanıp öldürmeye yeltenmeyin bizi. |
rahatlığımı kıskanacak olursanız eğer
bütün bildiklerimden vazgeçeceğim
rahatsız olanların kabuğuna saklandığı
ses geçirmez bu istisna gece
yolun ucunu görmeye meyilli
kalbi heyecan çiçekleriyle dolu
küçük bir çocuğum
ona göre
sakın silahlarınızı kuşanıp
öldürmeye yeltenmeyin bizi.
Bu anlamlı kaleme ve yazan emeğe saygılar