Rüzgarın Getirdikleri
Hazinli bir rüzgar esiyordu dışarıda.
İçimi üşüten bir rüzgardı bu. Odamın duvarlarını okşuyordu usulca. Kapı aralığından çıkarken kulakları rahatsız eden bir sesti bu. Hüzünlü yerlerden geldiği belliydi. Birileri onun hevesini kırmıştı. Bulutlar bile şahitlik ediyordu. Çünkü gözyaşlarını getirmişti. Pencereden içeriye doluşan yağmur damlaları vardı. Her biri avuç içi kadardı. Kırılan heveslerin, Mutlulukların, Ve hayallerin burukluğu vardı. Kıraç tarlalar nasıl sevinebilirdi ki? Kin dolu, Nefret dolu, Ve ayrılık doluydu. Bu yağmur damlaları. Nasıl bağrına basabilirdi ki? Söyle nasıl? Düşüyordu dallarından yapraklar. Rüzgar hüzünlüydü, Bulutlar ağlıyordu, Hıçkıra hıçkıra... Kendini parçalarcasına ağlıyordu Gözyaşlarının sesi, yürek sızlatıyordu. Korkular savuruyordu. Ve dayanamıyordu yapraklar. Her biri sararmış kefenlere bürünüp, Şehit ediyordu kendini, Sensiz geçen günlerine, Toprak susamıştı. Kana kana içmek istese de, Niyet ediyordu oruç tutmaya. Pencereni aç ve bak. Gökyüzünde ne ay var ne güneş. Varsa yoksa karanlık, Hüzün, Gözyaşı, Üzüntü, Ayrılık, Ve sensizlik. İbrahim Halil ÖZLÜ |
Diyar Sert tarafından 11/20/2014 1:23:16 AM zamanında düzenlenmiştir.