kuyu notlarıkıyametin yaklaştığı bir sabaha uyanmış gibi hiç hülyaya dalmadan kuyulardaki çınlamalar için kardeşe ve anaya dargın üzgün yüzlü cesetler yüreğimin kıyısına vuruyor asude yangılarla ey canlardaki aşkın mücazı ey sabah alazı yaralı ve çok aksayım feryadınıza bir düşte cananla ıslandığım sulara yusufa öykündüm ve yıkık bir adı duvarlara çınladım diye aksime deniz değil de kuyu diyorlar.. elbette bir denizdir işaret ettiğim bir deniz! dağ sancılarının ve yanık köylerin dumanı kaçmış gözlerine bundandır ağlamaklı oluşu ve bundandır bu hikayeyi hazin buluşum birkaç martı birkaç kırlangıç leş gibi hasret kokan bir vapur yaralı bir hikayeyi taşır gibi aksak gelip yanaşıyor törpüleyerek kıyılarına her yolculuk bir şeylerden vazgeçmektir elbette sevgili yolcuyum sevmekten korkan esrarlı ve aciz.. ey dilemma ritimlere gizlenen adımlar benim de göğüs kafesimden dilime taşan hasretlerim var tüm bunların suçlusu bulunur elbette gül mesela eylül ya da burnumda tüten sözümü semiren karanlık bir korku gibi hiç durmadan kalbimin çeperlerini düzenli tekmeleyen çelikten tasmalarla dolanmış esmer boynuma şu aşk denen hazin acışma... yaralarımıza en iyi kendimiz dokunur bu yüzden damağımızda ölesiye beklemenin o kekre tadı sarı ışıklar sisli vadiler gibi ayrılıklar ve çok yanık türküler kanıyor göğsümüzde alıp başımızı gitmeliyiz belki de çok uzak diyarlara köpüklerinde umutların yüzdüğü nehirler geçirelim diye mahzun yüreğimizden.. |
Öyle akıcıki
öyle içeri çağrısında şiir
Elde bir konu olsun yeter koskoca bir şiir inşa etmek için pek zorlanmadığınızı düşündüm eyvallah usta.:)