RIHTIMDAKİ SANCILARIM
Yaşıyorken son demi, zaman gurbetleşiyor
Günlerimle çizdiğim, desenler betleşiyor Martının kanadında, rıhtımı bekliyorken Yosun tutan gönlümle, derde dert ekliyorken Kızıllaşan akşamın, öfkesi arasında Depreşen filizlerin, sökümü sırasında Arzuyla beklediğim, gecem koyulaşmadan İçimdeki fikirler, henüz kuyulaşmadan Sesimle Yahya Kemal seranatı okudum Kızıllaşan akşamı, dokudukça dokudum Yürek ıssız, ben ıssız, uçan martılar ıssız Aşk dolan kalbimde, hülyalar vardı yalnız Yârâb! Bu yıldızlarım, beni güldürecek mi? Acılarla yüklenen, yaşı sildirecek mi? Âtinin kapısında, el vermiş bekliyorum Dermansızım Allah’ım, durmadan tekliyorum Gözümde bütün renkler, artık siyahlaşıyor Yaktı beni acılar, her şey eyvahlaşıyor Ne menekşenin rengi, ne de gülün sevinci Ne sevgilinin gözü, ne bülbülün sevinci Solmuşlardı içimde, gecem beni yıkarken Nabzım başka atmıştı, hisler beni yakarken Yaşamıştım geceyi, bir fikrin ağrısında Ağladım saat saat, rıhtımın sağrısında Hani şimdi aşklarım, beni yapan hisler Hani ufkun ardında, tutulduğum o sisler O şarkıların sihri, hani, hani nerdeler! Acaba onlarda mı? Bilinmez seferdeler Yeşil değil mi artık, aşkı anlatan gözler Buluşulan rıhtımda, hiç yanmıyor mu közler? Şimdi lâle devrinde, lâleler açmıyor mu? Kalplere tatlı tatlı, yâreler saçmıyor mu? Zamanım mı tıkandı, yoksa ben mi tıkandım? Tutuştuğum gecemde, çığlıklarla yıkandım Yıkanan her çığlıkta, bir mevsimim kahroldu Soluduğum rıhtımda, bana hayat zehroldu Dönsen de Pervanem, fayda etmez hiç artık Kasvetleşen gecende, yüreğindi tıkanık |
tebrikler