17
Yorum
48
Beğeni
0,0
Puan
2953
Okunma


hep taze çayın tadıyla mutlu olacak değiliz ya
bazende bayat yanıyla yaşayıp hayatı
iki kişinin demli acısıyla anlamak gerek aşkı
...
kimliği saklı hayatla
uğurlanmış zamana bakıyorum
kalabalık caddelerin en uğrak yerinde
tebessüme meyil çocuklar kavga açarken
duvarlara terkedilmiş aşklar
son gayretle hayata tutunuyor
ulu orta bağıran rüzgarın
derme çatma serinliği
denizin kıyısına bağdaş kurmuş
İstanbul
kalabalık içinde
bin yıllık yalnızlığını büyütüyor
takvimden bir ömür daha düştü
insanlar dışa vurduğu mutluluğun
içteki kıvranışıyla kanıyor
farklı şehirlerde
egzoz soluduğum ölümsüz anılar
ciğerlerime doldurduğu grilerle geldi
sağımda
çiçekleri anonim bir şiveyle satan çingene
solumda
yoksulluğu alkole meze yapmış balıkçılar
sarkmış bulutların güftesiyle
yarama basan sevgiliyi besteliyorum sessizce
aslında küçük ihtilaller istememiştim
ağrıtan ama kocaman devrimler düşlemiştim
hep sonsuza saklanamayız ki
bir gelen olmalıydı
geldiği yolun kuşları
kirpiklerinin ağustos böcekleri olmalıydı
aslında adamlığıma yakışır ağlamayla
hüzünlü ezgilerde söyledim
çıplak şiirler astığım gecenin gözlerinde
ahlar sardığım sevgiliyi özledim
fotoğrafların lal gölgeleri vururdu pencereye
camın buğusunda bir kadının düşlerini çizerdim
ve başımı dizlerimin arasına aldığım yalnızlıkta
üstü başı kirlenmiş hayalleri
tozlu yitirilmelere kaldırdım
anlatamadığım masalın
mutlu bitmeyen sonunda kayboldu aşk
yüreğimin cüzdanına def edilmiş saçlarla
ellerimin arasından kayıp gitti apansızca
sonra
unutulmaz günler topladım zamandan
giyindiğim her saniyesine sevgili düşledim
düşlediğim her anı onda sevdim
saklanışım ardımda bıraktığım geçmiş değil
gelecekten beklediklerimin ölmesindendir
şimdi kasım doğurmuş kentin ayakları üşüyor
incecik bir keman sesi rüzgar
gözlerim kapalı soluyorum yaşamı
ah duvarlar
duvarlarda berduş soğuk
ve göğsümün ortasında hazan
bırakın dökülsün sevinçleri
ağır tahribatlar içeren yağmurlar istememiştim
oysa gözlerimin deliliği kızıl ıslak
bırakın kederiyle sarsılsın sol yanım
teorik bakmayın bana
pratikte acıtsın gözleriniz
cümleler kura kura
kuralsız artık şiir
yasadışı bir kent göğe çektiğim
karşısı kaldırımı acı İstanbul
güzün kar toplayan yarınlarıyla aşk
pencerenin önüne yığıyor gece kuşlarını
son bir tütün kağıdında
karanlığa açılıyor gözlerim
usuma yatmış sevgili
ve deniz fenerinin
kırpışan renkleri geriye kalan
hüzzam kesiği pişmanlıklarım
herkes gitti
ben kaldım
merhaba
şiir bitti
ben bittim ...!
resmi çizen elif yaşam arkadaşıma teşekkürle...