KENT HİKAYELERİ AŞK ÜŞÜMESİhep taze çayın tadıyla mutlu olacak değiliz ya bazende bayat yanıyla yaşayıp hayatı iki kişinin demli acısıyla anlamak gerek aşkı ... kimliği saklı hayatla uğurlanmış zamana bakıyorum kalabalık caddelerin en uğrak yerinde tebessüme meyil çocuklar kavga açarken duvarlara terkedilmiş aşklar son gayretle hayata tutunuyor ulu orta bağıran rüzgarın derme çatma serinliği denizin kıyısına bağdaş kurmuş İstanbul kalabalık içinde bin yıllık yalnızlığını büyütüyor takvimden bir ömür daha düştü insanlar dışa vurduğu mutluluğun içteki kıvranışıyla kanıyor farklı şehirlerde egzoz soluduğum ölümsüz anılar ciğerlerime doldurduğu grilerle geldi sağımda çiçekleri anonim bir şiveyle satan çingene solumda yoksulluğu alkole meze yapmış balıkçılar sarkmış bulutların güftesiyle yarama basan sevgiliyi besteliyorum sessizce aslında küçük ihtilaller istememiştim ağrıtan ama kocaman devrimler düşlemiştim hep sonsuza saklanamayız ki bir gelen olmalıydı geldiği yolun kuşları kirpiklerinin ağustos böcekleri olmalıydı aslında adamlığıma yakışır ağlamayla hüzünlü ezgilerde söyledim çıplak şiirler astığım gecenin gözlerinde ahlar sardığım sevgiliyi özledim fotoğrafların lal gölgeleri vururdu pencereye camın buğusunda bir kadının düşlerini çizerdim ve başımı dizlerimin arasına aldığım yalnızlıkta üstü başı kirlenmiş hayalleri tozlu yitirilmelere kaldırdım anlatamadığım masalın mutlu bitmeyen sonunda kayboldu aşk yüreğimin cüzdanına def edilmiş saçlarla ellerimin arasından kayıp gitti apansızca sonra unutulmaz günler topladım zamandan giyindiğim her saniyesine sevgili düşledim düşlediğim her anı onda sevdim saklanışım ardımda bıraktığım geçmiş değil gelecekten beklediklerimin ölmesindendir şimdi kasım doğurmuş kentin ayakları üşüyor incecik bir keman sesi rüzgar gözlerim kapalı soluyorum yaşamı ah duvarlar duvarlarda berduş soğuk ve göğsümün ortasında hazan bırakın dökülsün sevinçleri ağır tahribatlar içeren yağmurlar istememiştim oysa gözlerimin deliliği kızıl ıslak bırakın kederiyle sarsılsın sol yanım teorik bakmayın bana pratikte acıtsın gözleriniz cümleler kura kura kuralsız artık şiir yasadışı bir kent göğe çektiğim karşısı kaldırımı acı İstanbul güzün kar toplayan yarınlarıyla aşk pencerenin önüne yığıyor gece kuşlarını son bir tütün kağıdında karanlığa açılıyor gözlerim usuma yatmış sevgili ve deniz fenerinin kırpışan renkleri geriye kalan hüzzam kesiği pişmanlıklarım herkes gitti ben kaldım merhaba şiir bitti ben bittim ...! resmi çizen elif yaşam arkadaşıma teşekkürle... |