BAYAT ÇAY TADIYLA HASRETkasım demeye hüznüm yetmedi ... ağlak rıhtıma inen türkünün başı bozuk seyyahlığı şu köhne hüzzam kaburgamın aşağısına göçmüş kavim aşkın rüzgar gemisinde bir güverte dolusu İstanbul ve gözlerime attığın çapanın ağır suskunu suretin binalar yükselmiş kirpiklerimin metropol dağınıklığında duvarlar gölge yaprakları basarken nemli toprağa ağır aksak sevdalılar irinleşmiş ütopik mevsimde anlamını yitirmemiş kokunu astığım bu kent umutlarımın ihtilalinde dövüşüyor hala kanıyormusun sende.. denizin dalgalar vurduğu kayalara rehinim deliliğim kabuk bağlamış yokluğuna akıtıyor küfürleri kanıyor yarım küre halim üzerine bastığım tütün alkolsüz unutkanlığımla kül,kül dağılıyor mercan gözlerine ve gözlerin dervişliğime sessizliğim susma bir martı ol geç başımın limanından çığlığında kasım ezgileriyle çağır düşleri balıkçıların rakı kokan nefeslerinden geç ayrıntısız bakan bir kadının hikayesini anlat susma motorları karanlık delen kayık ol yağmurumda ıslak rüzgar giyinmiş yalnızlığımın utangaç sularında seyir et mesela şuramda tam ortasında bağıran seni bir yolculuğun kitap okunmuş yorgunluğuyla getir lacivert geceyi süründüm ceplerime doldurduğum yalnızlıkları yüzünü eliyle kapamış İstanbul’a salıyorum deniz feneri, mavi acı kırmızı anılar kırpıyor uzaklara kederiyle sevişen bir aşkın tutanağı iklim bağır, bağır özlemler kusuyor üstüme kendime kavgalar resital ettiğim kıymık batışı soğuk saçlarımdaki dokunduğun sarmaşıklarını dövüyor kasvet zamansız bir üşümenin takviminden koptu ağlayışımın damlalarına yataklık eden resmin solumun üzerine çöreklenmiş anı,anı aklıma devrimler yapıyor İsa’nın Meryem’e sığınması şimdi zaman Musa gelecek ve asasıyla susturacak geceyi besmele çekilen Muhammed aşkına dualara sarılmış ruhlar uyuyacak artık sensizliğin kesiği ömrüm şu yıkıntı güne vedadır güz armonili sevdalar büyüttüğüm kentin mültecisiyim zulada bir tutam gülüşün heybede hayaline esir bir sevdayla gezginim varlığının penceresine göçüyorum kapama perdelerini ... çayın bayat tadını gelişinle tazele sevgili... |
sensizliğin kesiği ömrüm
şu yıkıntı güne vedadır
güz armonili sevdalar büyüttüğüm kentin mültecisiyim
zulada bir tutam gülüşün
heybede hayaline esir bir sevdayla gezginim
varlığının penceresine göçüyorum
kapama perdelerini ...
çok güzel ,kaleminize sağlık