SON MEKTUP....
hüzünle yoğrulan bir sabahın alacasında almıştım,
bitirilmemiş yarım kalan hasretlik mektubunu.. bembeyaz satırlara çizilenler incecik bir dudaktan dökülün son veda hutbesiydi.. okudukça her karesini, dişlerimle dudaklarımı ısırırcasına kanatıyordum sonra şaşkın gözlerim buğulanıyordu, bardaktan boşalırcasına yağan yağmur gibi dökülüyordum.. ah!!o yüreğim ne hissetti biliyormusun? bir bekçi köpeğinin ansızın havlaması gibi atıyordu. her atışında ölümün insanı tuz buz eden o soğukluğunu hissediyordum.. en çok ta ona acımıştım....ona... yüzümün halini görseydin, ’’bu dehşetli halin ne’’ diyerekten içlenir bir şimşek gibi parlardın...eminim.. çünkü; yüreği ağzına gelen bir adamın yüzüne dönmüştüm canım çok sızıyordu çok!!! bir bilsen...bir bilsen.... keşke herşeyimi verebilseydim sana ama çok geç artık...gerisin geriye dönüşlerin fayda etmediğini çok iyi biliyorum.. zaten senin olmadığın bir yerde, yaşam bir baş ağrısı ölüm bir kurtuluştur benim için, sssizce kendimi karanlığa gömerken....... |