vakitsiz kelimelerelleri küçük bir sevgiliydin ellerin mi dedim kim bilir belki de öyle değildin geceye ve şehrin karanlığına alışmış şehla bakışlı bir şaire ‘’ dikkat et düşeceksin ‘’ bile demeden bardağın dibinde kalan rakıya inat o son suyu da yere döktün ah sen aşk abı hayat rahatsız etmemeli diye düşündüm bir çocuk annesini bir sevgili sevdasını dahası kururken yanık yerleri gökyüzüne bakan anızlar gibi inliyor istiyor olmasaydım seni şimdi sığındığım karanlıklardan yamacına doğru koşardım hülasa bu dünyadan cennete koşan ruhlar misali ey sesimin büyücüsü biliyor musun tehlikem dudaklarındır o kibar akşamlarda kızıl ve aşk için ülkeler yakan bir çılgın sen vehimsiz dünyam gölgeler prensesim kahramanım avlularda ölüm orucum maltalarda zehirli ekmeğim ağlayan nara gülen ayvam beyazlamış sakalım kendi kendime duam bazen insanın canı öyle yerlerdedir ki aklınız almaz bu kadar mı acır bir ömre saç dipleri dahası tüm bu şahanelerinin aklına uyup gitmekle öyle bir büyüyü bozdun ki şimdi tepeleme dertleyim sahilsiz bir şehrin içinde uyuyup da uyanmak istemeyen bütün yıldızlar için deniz bir an önce ölmeliyim |
çaresizliklerden çare bulmak gibi...