Sessizliğimin İç Yankılarıağzımı bıçak açmıyor bir mandolin ağlıyor kulaklarımda bembeyaz öksürüyor gökyüzü gecenin tenhasında üşüyor yalnızlıklarım kırık ağaç dalları sarkıyor genzime salıncak kuruyor ağrılarım dört kitaba yemin etmişçesine şuramda yapışıp kalıyor sancılarım ellerim rüzgara küsüp ceplerime sığınıyor cümlelerim içimde saltanat kuruyor sessizliğim dil altı ilaçlarım benim küf bağlamış gecelerimden biri işte üzerimde yorgan gibi efkar sırtım pek karnım tok acıya kadeh tokuşturuyor sokak lambaları uzaktan uzağa yürüyorum ipini koparmış ayaklarımı dizginleyemiyorum gücüm yetmiyor kendime bir sabahçı kahvesi gibi yüzüm keder demliyorum gözlerime sigara dumanında susuyorum öylece şimdi gözleri yorgun bir canavar gece saçlarımla kendimi sarkıtıyorum gökyüzüne ölüm oyunu oynuyorum kendimce bu kentin ıssız topraklarında küçülüyor adamlığım çocuk kalıyorum düş sancılarıma ki ellerimle karnıma bastıracak kadar çaresizim kan kusuyor geçmişim bana artçı gitmeler giyiniyorum bilmediğim bir şehrin kıyısında kendime açılmak istiyorum susuyorum hala susuyorum kendime ve kendimce sükut en büyük hazinem biliyorum - Abdullah Cemek |