Cüzzam saçan sorular
Gelecekte her birimiz
yaşamın her anını, her an’ıyı yanımıza alıp bidolu yeryüzünü birkaç metre derinlikte toprağa götüreceğiz eşit kemiklerimiz; siyahi, düşsüz, gezgin ruhtan arınacak eprimiş ve trajik kefeni giyinecek -genç gövdelerimiz bu dünya ödev; herşey duruyor dünde geçmiş gelecek o şu bu, dağlar, ağaçlar, renkler hayal edilen hazlar kuzular, ıhlamurgiller -ödev soluk almak, çehredeki figürler, çığlık el kol hareketleri, satın alınan kan ve satılan cenin -ödev ki; yokluk yoksunluk içinde kağıttan evleri safça boyayıp sahneye çeviriyor rol yapıyoruz ’Ey ölüm, gel otur şuraya ve düşün’ kâh bitkin bir halde kâh sevecen gözlerle fiskiyeliyoruz hayatın bize sunduğu derslerini ’Sabır diyen kim’ her yanı tanıdık yepyeni kaygı rastgele dolaşıp sınırlı hayatın sayfaları arasında bu perişanlıkla başkalarının talihini harcayacak imgeler döşetiyor şaire dört beş dize bir araya geliyor şiir bitiyor bir şeylerle gidiyor herşey hüzne akıyor yorgun argın sözgelimi; Dünyanın mevsimlik işçileri öğrencileriyiz bizi sınayasın diye yaşıyoruz ey ölüm . |
ölüm uzak geliyor herkese
ölüm animsansa acaba bu cinnet gecirtten katliamlar olur muydu
ölüm kendine ölüm her fani tatmadikca,,,
Haylazca tarafından 9/29/2014 11:15:46 PM zamanında düzenlenmiştir.