Mehmedim
Bütün Analar bembeyaz yemeni
Babalar unutur mu gidip gidip de gelmeyeni Gurbet içre gurbete düşmekteyiz topyekün Yokluğun bizim yokluğumuz olduğunu unutarak Bu sela’lar kimin kimi çağırıyor bu nidalar Çözüldü dizlerimizin bağı buz tuttu ayaklarımız Bu Aralık vakti ölüm gözden uçuşur Melek’ül Meft ortada yok Cebrail konar kirpiklerine Biz o ağıt senin bu ağıt benim dolaşırız Bütün kuşlar sizi uçar baş ucunuz da topyekün Kimlerin omuzundasınız heyhat bilmiyorsunuz Türlü türlü musalla taşına uzattı sizi Hainler Kast eyledi Yürek mülkünüze topyekün Ay ve dolunay birazdan Yürek mülkünüze şafkır Ey milletim Sen istediğin kadar haykır haykır haykır Bir yılan kızgınlığı ile kalkmazsak ayağa topyekün Çıyan sırtlan sürüsüyle aylardan başka bir Aralık Keskin kayalıklardan vızıltılarla sinsice gelecek ölüm Mehmet’im ötelerden konuşmak istiyorum Yaşayan ölülerin düğümlenen diliyle Ağla gözüm ağla ki derdi Devlet Derdi Millet olanı Kara yere koydu Ecel Cennete oniki güneş düştü topyekün . |