Acının öte yakasına vurulmuş
Kalmış düşün beyaz entarisi sularda

Mühürlü hânelerde yedi başlı bir mesel indirmiştik
Ebru’nun melenkolya çiçeği
Bu cüz’ü geç
Bin yıllık gölgeleri bir başka büklümde belki hatmetseydik

Kalmış düşün beyaz harmanisi sularda

Çıldırmış bir büyücü kendi ruhunu çağırıyor:
Ey mısır toprağını dölleyen boğa, sonrasız Nil!
Bir yüzün lahit’iyle zamanı delen Ramses yalnızlıktan dirilmiş mumya

Buldum siyanürü buldum:
Son mohikan atlısına bayrak açtıran güdü
Mevsimsiz ve sağır güç!

Bir tas siyanür gizli ırmağımdan ırmaklarıma
Kalmış düşün beyaz yelpazesi sularda

Kızılay reyonunda güpegündüz korkunç bir oğlan
Siyah bir mendile sümkürüyor tüysüz karanlığını
Saçları sıfırdan büyüyecek elleri degav degav
Büyük meydan sevişinde pörsümüş erkekliği
‘’insanları çağırıyorum!
El sallaması yok. Gülün Ebru okunması silindi!’’

Tenhalığın öte yakasına vurulmuş
Kalmış düşün beyaz entarisi sularda


Sevgim
Aşkol ve dünyaya bedelini sun
’Eski taslı bir hamamda boğazladılar’

İhanetin yediveren gülü bu:
Geriye çevrilmiş intihar, yıpranmış atak, delirmeler korosu

Kendini sakladığın saman çürümüş su üstü bir zaman gibi

Aklım:Aşkol ve köklerden kurumuş tuğlara bedelini sun!

İhanet göl kamışları! İhanet göl kamışlığı!

İhanet verilmişe ihanet ruhum!
____________________________________________