Bu Nasıl Bir Gitmektir?
Ve susuyorsun yalnızlığa yürüyen yolda.
İki ten, İki nefes, İki hayat Ve yalnızca bir beden. Hıçkırıklarla dolu gözyaşların ilişir geceye. Sessizlik düşmüştür dilinden. Sağır kesilmiştir gecenin bir yarısında Yatağından fırlayan Züleyha. Onsuz bir hayat başlıyor artık. İmtihanın adıydı Yusuf. Züleyha sinesinde. Ayrı kalmıştı bedenler, Ayrı ayrı alınmıştı nefesler, Yalnız ruh birdi. Yalnızca Yusuf teninde, Bir, yek ve tek olmak var artık. Yani; Yusuf ve Züleyha olmaktı. Tek bir bedende... Bir gidiş hayal et. Ucu bucağı olmayan bir gidiş. Geri dönüşleri olmayan bir gidiş. Paramparça edilmiş bir hayat bırakır bu gidiş. Ama zamana inat, Yıkılmak bilmeyen bir ümit doğar yürekte. Onsuz geçen zamana karşılık, Gün be gün sağlam basamaklara, Adım atan bir ümittir bu. Karanlık bir örtü çekseler de güneşin üzerine, Güneş yine sabahın ilk ışıklarıyla doğar dünyamıza. Lâl kesilen dile Kulaklar sağır kalır. Gözler âmâ olur. Her yerde onun sureti, Onun sesi, Onun kokusu. İçinden bir gidiş başlar, sevgiliye. Tarifsiz, rehbersiz bir yolculuk. Geçmişin tozunu siler süpürür bu yolculuk. Gitmek, ama kime ve nereyedir bu gitmek? Unutulur mu yaşanılan anılar? Yüreğinin en derinlerinde gizlediğin O, inci, mücevher, elmas pahasınca sohbetler. Silinir mi bir çırpıda? Geride bırakılan bedenden başka nedir ki? Yalnızca bir beden. Evet geride kalan sadece bir et yığını. Ya sırtına yüklediğin o günler, Yaşadığın o hüzünlü, mutlu anılar Bitmesini istemediğin sohbetler, Ayrılığın bir yaprak misali aranıza düşmesini istemediğin zamanlar, Üşüdüğünde, seni saran o kolların sıcaklığı, Gözyaşlarını silen o masum gönüllünün içindeki ıstırabı Üzüntünü, kederini yok etmek için yaptığı gevezelikleri, Peki bunları da geride bırakabilecek miydin? Gitmek, karanlık sokakların sonunu getirmiyor işte. Tam aksine karanlığı üzerine üzerine çekiyor. İşte bir şiirin sonuna daha gitmeler eklendi, bak. Türküler, acı dolu sözleri haykırıyor Sevgiliye, gitmelerin acı dolu olduğunu. Gecenin hüzünlü bulutları ağlıyor, Sabaha, kızgın bir edayla. Toprağı taşıyor sırtında. Hıçkırıklarını içine ata ata ilerliyor, Bir oraya vurur başını, Bir buraya. Evet sevgili evet. Gitmek istedin değil mi? Gidiyorsun ama gözlerin yaşlı, Gidiyorsun ama hüznün büyük. Gidiyorsun ama acın, gökyüzünü yarıyor artık. Sorarım sana. Bu nasıl bir gitmektir Sevgili? İbrahim Halil ÖZLÜ |
Gitmek istedin değil mi?
Gidiyorsun ama gözlerin yaşlı,
Gidiyorsun ama hüznün büyük.
Gidiyorsun ama acın, gökyüzünü yarıyor artık.
Sorarım sana.
Bu nasıl bir gitmektir Sevgili?
İbrahim Halil ÖZLÜ
sitem ve hüzün dolu şiir okudum
Usta kalemi selamlıyorum, yüreğin kalemin daim olsun
____________________________Selamlar üstadım