DİLEMMA XIOlanca gücüyle yakıp nefesini yeşile, tarikinden ve şehirlerin deveranıdeminden şehrime düşen şaire, Cahit Külebi’ye I Rahlendeyim, anaforlar arasında Bakir tozu çıkaran topraklar üzerindeyim sessiz Arastada , Zeytindibinde Ceviz ağaçlarına tırmanan muhacir kızlarının bileklerindeyim. İncir yaprakları altında Çeşme zıvanalarında ıslanıyor dudaklarım. Cemreler çalıyorum resmi gayri resmi mısralara “dön geri bak” dediğinde gözlerimin kanlarını silip uykudan Kendi kehanetini bulan kâhinler gibi Öylece seyrediyorum Niksar’ı. II Yağmurlar düşüyor pervazlara kavlince Islanıyor kirmenler Islığım düşüyor çöreği büyük cami önündeki pınara. Kavlince düşüyor pervazlara yağmurlar. Bir narçiçeği gibi gülümsemeye başlıyor şehir, İlk medresenin şahsuvarlarında. Yağıbasan ilminden iklimlere savruluyor âlimler. Siliniyor masiva, evlad-u iyal bile gözlerimde. Balçıktan güller yapıyor simyacılar. Gamzesinden buğday düşürüyor çocuk Ve rüzgâr, tomurcukları diriltircesine Savuruyor Itrinin bayram tekbirini Ulu Camide Ve Emrah’ı Sabahtan bir fidanın gövermesini gözlerken Melikgazi’nin künyesinde okuyor emişlerim Kelkit’in tılsımlı nidasını Vakanüvisler, seyyahlar, evliyalar Sentorlar, tanrılar, tanrıçalar Birer sütre gibi duruyorlar şehrin kefaretine Güneş yanığı kızlar geçiyor, şu Kırkkızlar Bir ahitle çıkıp önüme sunaklarından dökülüyorlar pir bir Bir an bütün şehirlerin kıblesini bulmuş gibi Bütün dinlerin cümbüşündeyim sanki İnsanlar geçiyor Her biri bir rengin ebabil kuşları gibi, Mikail’in nefesinde ince bir tını gibi söyleşen insanlar Şimali parçalayan güvercinlerin avuçlarında Seni okuyorlar III Artık dönüyorum şair Anonim büyüyen cevizlerden vişne ağaçlarına. Almus’a. Ellerim titriyor bilsen, ısırganlar büyüyor eskizlerde. İzbe bir yoldan gidiyorum Anaç gürgenlerin arasından. Kekik kokuyor yoncalar. Nasır bilemiş topraklardan geçiyor arabalar. Burada, yeşilin doğum lekesi var üzerimde. Bir pekmez dudaklarımda kan gibi. Elimde pullu sazan oltası, mahlebe aşılanmış bir vişne fidanı, Can suyu satan ardıçlar gibiyim Memleketteyim. Harmanda hoş bilezik tutmuş mehter Tandırda ekmek, dimağımda huzur Kıblesiz martılar geçiyor üzerimden Ve dağların dehlizlerindeki yaylalar Ve at başı giden elik sürüleri Ve pelit ağaçları Eğiliyorlar su içer gibi yüreğimin sesine IV Bu dilemma balçıktan bir ibre şair Ha rahlende ha nefesindeyim Bir hicabe makamıyım kapılarda Şehrengizler içindeyim Sevmek mecali var içimde Ha gözlerindeyim Ha ellerimin gölgesinde AHMET SERDAR OĞUZ / NİKSAR |