Meltemler Konuşuyordu Benim Yerime
denizi ilk gördüğümüzde
şehirler beyaz olsun diye asfaltın sağından sessizce giden büyük gemilerle suların durgunluğu havayı hafifleten yüzüne karıştıkça mutluluğu bir limana bağışlamış meltemler konuşuyordu benim yerime hangi soruyu sorsan verecek hazır bir cevabı olan bütün göklere varmak adına oltasını gerip aramızı süsleyen balıkçılar bile böyle mutlu bir gün geçirmediler ne terzilerin bitirdiği bir elbiseye sevinmesi ne de giyinmesi çirkin bir kızın son rüyasını kalbimizi tüketip geldiğimiz yerde başı dönen kaldırım taşlarının aniden uyanması bütün parlak geceleri avucuma taşıyan başımdan aşağı dökülen ateşin alevlenmesi oysa aşk küçük adamın adımlarına sığmayan yıldızlar taşıyordu hayalinde suskunluğumu hediye ettim dalgalara hatıraların eridiği dudaklarım olsaydı öper miydin beni saçlarımdan veya çıkmaz bir sokak bulsam pencerelere yalvaran ilk insan yalnızlığım binlerce yıl sonra ürperip başımı dayadığım da omuzlarına okşar mıydın denizlerin kokusuyla veya alıp başını giden bir sandal incitmesinler yakamozların kalbini bir daha. |