lebbeyk
gövdesinde öğlen gölgeleri devinen
tapınakta. dua tekerleri durdu ve şöhreti azalmış bir ünlemin ikinci katı yıkıldı sonra sonra sağına başlangıçlar. soluna hatırlayışlar dikildi : ı. deniz az önce çekilmiş ve tahta balıklar karaya karıştığında. havada kara bulutlar. kalabalığın saçında yağlı is kalmıştı kulaç sesleri her yeri sarıp dibi ayaklandırdı _fazla fakat gerekli çığlıklar arşivindeydik_ içinden hiç geçmiş geçmeyen yerde ömrümün son ölüsüne. ben bir bilme biçimi değilim beni bilip durma. dedim öyle şehrin gövdesini titreten bıçkın bir şimşek gibi gezdiğime aldırma karanlık gecelerde ay sanılan ışıltılı bir gürültüyüm ben hepsi bu. bunu diyemedim ıı. çok değil. az önce dudağına bir dudak değer diye tadı tatlı şeyler süren. yüzüne yüzüğüne. ve kendine çok inanmış bir kadın _git dedi. git denilince rumluk neyse ben o oldum işte_ ııı. büyük sorular küçük içlerine iğneler batırılınca kara kutusunu fırlatıp kaçtı acı fren ve başıbozuk bedduanın içinde büyük karaltılar geçti geceden sarı sular sınırlara erişti. ve o sakat masumiyetiyle biri _lebbeyk sevgilim lebbeyk. dedi başka bir şey demedi_ 792bin14İst. |