HAYAT, HADİ EYVALLAH!…
Aynı sınıfın insanlarıydık. Yapayalnızdım.
Sırama oturmuştum, Dalgındım derinlere, nereye yollamıştım aklımı, hatırlamıyorum. Kim olduğunu anlayamayayım diye, görmeyeyim diye daha en başından en sonunu, usulca arkamdan sokulup, gözlerimi kapatmıştın. Hep beraberdik aynı yollarda. Tenha buluşmalarımızdan kopamadıkça, aynı dersleri kaçırdık. Kandırarak birbirimizi aynı sloganları atmak için, aynı dersleri kırdık. Uzun tümceli vaatlerini çoğalttıkça sen, ben hayallerimi çoğalttım. Aynı karabasanı gördük, uyandık… En başında uyanıp bugünkü fevkalbeşer kimsesizlik arabeskinin ilk notalarının çala çala nasıl bitirildiğini ta o zamanlar görmeliydim. Uzun tümceleri okuyamıyorum! Kelime kelime çoğalttıkça vaadlerini yitiriyorum inançlarımı, içine düştüğüm çukurdan çıkamamaktan sıkıldım, konuştukça anlatamadığım her şeyden, iki yüzlü hayatlardan, riya dolu sohbetlerden, kötü olmamak adına hataları göre göre susmaktan, hep susmaktan, sustukça üzerime gelinmesinden bıktım. birilerinin baskılarıyla her gün biraz daha yozlaşmaktan, özgün bir yaşam kurup da özgürce yaşayamamaktan, Aynı yüzlerin, aynı yalanlarla, sürdürdükleri yalan rolleri izlemekten, eskileri düşünmekten, hep eskilere takılıp kalmaktan kalabalıklar içine dalarak yalnız yaşamaktan hayatın kendisinden daha çok, bu hayattan alıp başımı gidememekten, alıp başımı gidecekken, kendimi sırtlayıp taşıyamamaktan bunaldım… İnsan layık olunanı yaşar… Haddimi biliyorum artık; payıma düşenlerle… Ütopyayı zapt etti emperyalistler... Bir buçuk milyon adam öldürüp, Bir buçuk milyon piç peydahlatıyorlar Medeniyet getirmek iddialarıyla… Bir buçuk milyon ölüm haberi alıp da bir türlü ölememekten daraldım… Ben bırakıyorum hayat, sen devam et… Hadi eyvallah! |
Niceleri böyle gitti.
Hayat durmadı,
yine bildiğince süregeldi.
Yine güçlüler güçsüzleri ezdi.
Yine ölenler, neden öldürüldüklerini bilmiyordu.
Yaşamımız hayata bir şeyler katsa keşke.
Ölümümüz ne verirki..
tebrikler,
anlamlıydı şiir..