Şehir içi bir yalnızlık sığınıyor beynimin federal hücresine, Cebimde, anasından ayrı hüzünler büyürken, Aşk sıcak elleri ile okşadı saçlarımı. Zümresinden atılmış her kelime kardeştir şiirime. Bundan vakit, Ağlamaklıdır her mısra. Cehennem ateşinden çalmış yangını, Memleket ana baba günü, Gel de gör! Gecenin çaresizliğini, Kollarımda uyuyordu zaman, Gel zaman it zaman Öldüğümü hissediyorum an be an, Bu kaç bininci ölüm, Kaç bininci gidiş, Kaç bininci isyan, Kaçıncı tövbe.
Bir derviş düşün ki heybesi yok. Taşıyacak bir şeyi yok, Geleni yok gideni çok. Avare bir ayak, akla isyan. Asırlardır hicret yolunda, Bilse ensarı hain, Bilse giderken öleceğini, İlk durakta hancıya vurdurur kendini, Vurdurur boynunu, Bir ömür vurulur yollarda, Aşk; Yarı aç yarı tok Vatansız yüreğime sığındı, Yeni gidişin taziye evi.
Sonra bizim evin önü, Önünden geçerdi paletli tanklar, Toprağı sallar! Dedem çakısıyla ellerindeki nasırı sorgular. Bir bir yere dökülür ölü deri, Hücrelerin meydan savaşıdır avuçlarında. Ninem, atletten bozma el beziyle siler hüznünü, Lekesi kalır ömrümüzde, Sabah reklamlarında çıkan deterjana devredilir. Maharetli kimya ürünü!
Sana, biraz siyasetten sayayım. Kery çoktan öldü, Nicesi boktandı, Siyasi münazara yapmayacağım, Ama Urfa hala şanlı, Antep sardı yaralı bacağını, Van daha Tamara çaresizliğinde, Ecevit yok artık. Süleyman hasta, Yüreğim gibi hasta, İstanbul’u görmedim, Ama sokağımın duvarına çizdim galatayı, İstiklal caddesini, Az dönünce Pervari cami önündesin, Ömer amca yine çaycıya söyleniyor. Dostane.
Toplama merkezine topluyorum kederi, Bir yığın yalnızlık, Sağınak yağacakmış gece vakti. O vakitölümdür. Hele aylardan Eylülse, Gelinlik giyiyor yıldızlar. Bir başka ölüyor insan. Bir başka… Bi sus lan hayat, Çekiştirip durma, Anlatıyoruz işte senle yediğimiz haltları, Film setine taşınır belki aşkımız, Kız gelinlik giysin, Üçüncü sınıf bir lokantanın önünde karşılaşalım, Sım sıkı tutmuş damadın korkak ellerini, Ben kısık gözlerle bakacağım, Beni fark edince, Elimi belime atıp silahımı çekeceğim. Hayır yanlış anlama, Yapabilirsem kafama sıkacağım. Kahramanı ölen bir film olsun. Bütün cemaat galasına gelsin, Filmi nasıl bilirdiniz desin yönetmen, -iyi bilirdik desin herkes, Melodiyle ama. Belki altın bir meyvede alır, Portakal olmasa da olur. Ya oscar alır. Hasiktir diyesi gelmiyor insanın, Ama siktir yinede, Ağzım kurudu. Bi çay mı içmeli Evde şeker yok ki, Üç dalda fakirlik ödülü alsak bu kadar olur.
Düş macunu iyi geliyor hayallere, Güçlü tutuyor, Garantisi yok ipana gibi, Kadere inanıyor, İmanlı şizofrat.
- Uyusak mı
Kiminle
Yalnızda yatılmıyor ki arkadaş,
Ölsek mi
Yalnız ölünür.
Olur…
Sonra bizim buranın masalları, Prenses evden kaçar, Peşinde ailesi, Bir yerde uykuya dalar, Prens öper belki ama, Ağzı soğan kokar, Prenses soğan kokusunu sevmez, Uyanmaz, Oysa sonra ölecektir. Halbuki sevse soğanı, Açsa gözlerini, Her neyse masal işte, Zaten hikayesinin önemi olmaz, Prensese kaydılar dedikodusu başlamıştır köyde, Beni uyutacak gibi değil, Hani kız ölmezse… Sonra ağzı süt kokak aşklar türerdi kendin kuytu parklarında.
Bana gelince! Ki sen gelemezsin ama, Ben gidince.
Kendine özgü olsun ölümüm, Mesela tabutumun çivileri paslı olmasın. Üstüme zimmetli eşyalarımı FERİDE’me verin, Kanımca hayırlı evlat. Ölümü yakmaya falan kalkmasın ateistler. Tapınakta istemez. Olursa camide bitsin her şey Ölünün sağdıcı olur mu bilmem. İyi yıkasın imam beni, Tembihleyin. Zikirle taşısınlar tabutu, Fazla sarsmayın diye girsin biri söze, Yol tutardı rahmetliyi desin. Böylece siktirip gideriz dünyadan, Böylece siktirip gider aşk…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DÜŞ MACUNU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DÜŞ MACUNU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Düş macunu.. Çok yaratıcı bir isim; öyle ki hemen çekiyor kendine okuyucuyu.. Ama fazlası fazladır düş macununun da; yakar, kavurur; üstelik geçince de gerçeklerle yeniden baş başa kalır insan.. En iyisi kabullenmek her şeyi olduğu gibi; bırakalım macun dişlere kalsın; düşlere değil..