k/ırmızıya
bakarken
çocukluk günlerimi hatırladım


köyde g*e*l*i*n*c*i*k tarlasından çıkan buz gibi sudan içtim
kana / kana
annemin bakraca koyduğu çökelek kaymak ekmeği özlemle yedim
kuş sesleri cıvıl cıvıl doğanın kokusu cennetim
çocuk günlerimi hatırladım


savaşları devrik yıkık kentleri bilmezdim
şanslıymışım
çocuk katillerini hiç duymazdım olmazdı
şimdi çocukların güzel hayalllerini katranlı yüzler uykulardan böler
gel çocukluğum uyumayalım
sabah ezanlarına kadar renkli uçurtmalar yapalım senle
kelebeğin altın kozası için harcandı sersebil günahsız ömürler




kapitalizmin şömine âlevinde eridi hayatlar vicdanlar
kadehler de tokuşan mazlumların kan kırmızısıdır içilen
kaderlerı zehirli sarmaşıklar sardı doladı
gelmeyen özürlüğün kelepçeli acı vuslatı
kördüğüm olmuş zaman
harcandı günahsız ömürler tel örgülerde unutuldu
yakın sonbaharın keskin lodosu poyrazı
felek ayaz püskürtür fütursuzca üstlerine
sürgün vurur kimliksiz vatansız kardeşlere
kelebeyin altın kozası için harcandı ömürler
yeryüzü faili meçhullerini yıkamadan gömüyor kentlerin temeline






g/el çocukluğum sabah ezanlarına güneş yapalım uçurtmaları
uçurtalım saman yolunda
takılalım saman yıldızının pırıl pırıl kuyruğuna
yıldızları dolduralım avuçlarımıza takalım saçlarımıza ⭐️
bir bir 💫

gökyüzünün enginlerinde yol alalım
gel çocukluğum çöplerden ekmek toplayıp öpüp
alnına koyan çocukları katalım peşimize
hüznün kırıntılarını yeryüzünden silelim
takılalım faytoncunun rengarek arabasının arkasına
kamçılar vız gelsın kanayan yaralarınıza
gelin gidelim rüyalar diyarına
feryatları figanları arşa çikmiş kentlerin barut kokusunu bırakalım
ardımızda
gidelim siyah beyaz guvercinlerin korkusuz uçtuğu
yerlere
kırmızı g*e*l*i*n*c*k tarlasında koşalım korkusuzca
altı görülen göletlerde yüzelim balıklarla yarışalım
g/elin g/idelim

nur*


25/8/2014