GEÇ KALMAK
Kayabaşında filizlenen sonbahar tanesi
Düşüyle sahte annenin emzirdiği bebek Bir de yazılmamış kitapsın ezberden önce Sonu ketum biten bütün imkânlara gebe Yanlış yerde beynin gıcırtılıdır Kalemi ağaç gibi tutar ellerin Evet, vardır yanlış mekânlar Ölümlerin aşinalığı ve utancın fazlalığından Yedek yüzlerin revaçta olduğu Sandıklardaki gerçeği bitlerin koruduğu Durmuş, eski saate bütün kuşakların odaklandığı Aynı vakti yaşadıkları tuhaf yerler Üstelik adını saran çoğunluktadır Kadim heybene yeni cümleler ararken İnsan tasarımlı bir kader eşkıyası Engine çıkan bütün geçitleri tutmuştur Kelimeler bir yabancı gibi inerler hanene İlk çıkıntılarına uyan molozlar yerleşiktir Çok köşeli gösteren şema ile bakarsan Duvarlarında çerçevene kırpılmış manzaralar Çağdaş heykellerden yontulmuş ucube putlar Öyle ki bütün bakışların çıkmaz sokak Tek halka yapar suya attığın taşlar Masada ekmeği yetişen bir memur Veya şimdilik işleyen bir saatsin sadece Yastık yaparsın çok bilinmeyenli denklemleri İçinde uyduruk çözümler kayıtlıdır Artık ölü denklemlerin yüzleri sanki sen Yani meraksız ve yapışkan itaatkârlık Yinelenen bir intiharın faili olarak suçlusun Ancak kendinle –cebren- ödeşebilirsin Suçlusun bilemezsin… Omuzlarına kuşanıp tanrının işlevini Siyah bulutlarını kasarak, durun dersin Bildiğin tek yol vardır göstermeye işaretli Sadece unutkanlar bırakır yüzlerini Bulaşmışken her ete çürükçül hüzün Vicdanın el verir çoğunluğu yargılamaya Gururla dışa vurunca acımayı Nedense hiçbir gariplik duymazsın Yine de bir tarafı hep mavidir gözlerinin Düşlerde beslenir yasak şehirlerin İçimde tutsak zaferlerden bilirim Gerçeğe münhasır bir liman çağırır Beyaz yelkenlilerin kendi rüzgârlarıyla ayrıldığı Eski cüssenle asla gidemezsin İstersen, çok geç kalırsın Artık yazılmış bir kitapsın |
yahyaoguz tarafından 8/23/2014 2:12:34 AM zamanında düzenlenmiştir.