Yokluk Makamı
/upuzun kirpikleri olan bir gecenin suskunluğusun
konuşunca biter sanıyorsun oysa bakman yetiyor.../ bir şiire başlasam diyorum, içinde senin olmadığın sonra fark ediyorum, bunu söylerken bile sana yazdığımı ve seni kattığımı tüm şiirlerime o an ağlamaklı gülüşler birikiyor dudağımda biraz ağlasam diyorum, fotoğrafın acımasızca gülüyor karşımda sen romanları seviyorsun, sonunu tahmin edemediğim bir roman yolluyorsun bana sanki adresin avuçlarıma düşüyor ve sevdiğin romanın sonu, hayatıma kurmaca kelimelerin iğneleyici imgelerinden yoksun ve biraz noksan kelimelerle haykırıyorum varlığına inan gerçek benim sana dair tüm bildiklerim ve gerçek özlediğim sevdiğim seninle bitecek olan kimsesizliğim tüm bu gerçeklerin içinde nasıl da yabancısın nasıl da yabancıyız birbirimize oysa en çok ben tanırım seni en çok ben anlarım ben yaşarım ben aslında ya-şa-dım seni ve sendeki beni klişeleşmiş şarkıların özgün notalarıyla yazılmış romanların altı çizilmiş satırlarıyla en çok ben yaşadım seni en güzel ben ya-şa-rım seni /siyahından bıkmış bir gecenin yaramaz çocuğusun güneş doğunca yaşanır, diyorsun doğuyor, ölüyorsun.../ bir şiiri bitirsem diyorum, içinde ölüm olmadan sonra yokluğunu fark ediyorum ölüm bile kaçıyor yokluğundan |