Bir Ayrılık Masalı
Kıyamet var mıdır ki yâr, yokluğundan âlâ
Gittiğin andan beri viran şehirim hâlâ Ne ekmeğin buğusu, ne suyun tadı kaldı Ardında, çığlık çığlık gülün feryadı kaldı Tarumar oldu dünyam, yok artık evim barkım Yuvasız güvercinden kalmadı zerre farkım Şimdi kendime ırak, garip bir yabancıyım Terk edilmiş bir handa, kimsesiz bir hancıyım Bakışım hangi yana devrilse kırılıyor Hasretin yılan gibi boynuma sarılıyor Güneş zindandan soğuk, güneşin elleri kar, Gökyüzü kapkaranlık, gökyüzü kafesten dar Ağustos ortasında kış oldum, üşüyorum, Yüreğim avucumda ateşe koşuyorum Dilimi parçalıyor bir ayrılık masalı Tebessüm, yanağımda ürkek serçe misali Gözlerime doluyor kahrolası bir hüzün Yüzüme dokundukça buğday tanesi yüzün Çektiğim eziyetin hesabı yok, haddi yok Sancım, sızım kimliksiz, sureti yok, adı yok Usandım düşlerimi biçare, uyutmaktan Usandım, isyanımı hıçkırarak yutmaktan Reva gördün ya zalim bunca zulmü kederi Çölde, serap görmek mi her mecnunun kaderi Sen ki gönlüme düşen mutluluk perisiydin Sen ki sevda yurdumun yegâne varisiydin Kıyamet var mıdır ki zalim, zulmünden âlâ Gittiğin andan beri viran şehirim hâlâ 18.08.2014 Serkan Uçar |
Çölde, serap görmek mi her mecnunun kaderi
Sen ki gönlüme düşen mutluluk perisiydin
Sen ki sevda yurdumun yegâne varisiydin
Kıyamet var mıdır ki zalim, zulmünden âlâ
Gittiğin andan beri viran şehirim hâlâ
18.08.2014
Serkan Uçar
Okunası Beyitlerdi severek okudum
Usta kalemi selamlıyorum kalemin var olsun
______________________Saygılar