8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1803
Okunma
Bir eylül akşamında karşılaşmıştık seninle
Yaprak dökümünü izlerken bir bankın üzerinde
Hafiften rüzgâr esiyordu
İlerliyordu saniyeler her zamanki gibi
Ve güneş yavaştan veda ediyordu güne
Sen dalgın dalgın geçerken önümden
Benim varlığımı fark etmemiştin bile
Nasıl olduysa bir anda baktı gözlerimiz birbirine
Ve bir merhabayla başlamıştık bu aşk filmine…
Başrollerde sen ve ben, konu ise dram
İkimiz de biliyorduk ki bu aşk bize haram
Bir zincir gibi örüyorduk günahlarımızı
Sevdamızı emanet ederken kuşların kanatlarına
Payımızı alıyorduk hayal dünyasından
Sevgi şelalesi akıyorken, imkânsızların doruklarından
Direnmek ve göğüs germekti bize kalan
Oysa hayaller değil, acı gerçeklerdi yaşanan…
Ve zulmün sancısını sarıp boynumuza
Bildiğimiz yolumuzda devam ederken
Ve alırken yıldızları koynumuza
Biz birbirimizi daha da çok sevdik
Ya da sevdiğimizi zannettik
Günahlarımızla dans edip, ihanetimizle seviştik
Geri dönüşü olmayan bir çıkmaz yola girdik
Buz dağıydık bu yasaklı sevdanın
Güneşi gördük, santim santim eridik…
Adım adım yaklaşırken kaçınılmaz sona
Yüzümüz kızardı, ihanetimizden utandık
Ayrıldık, yine bir eylül akşamında
Veda ederken gözlerimiz yaşlı
Ellerimiz cebimizde boynumuz bükük kaldık
Ne kaderdi yaşadıklarımız, ne de hayal
Biz bu yasaklı sevdayı alnımıza kendimiz yazdık
Ve ihanet cehenneminde yanacağımız kadar yandık…
Belki güzel bir hayal, belki hüzünlü bir filmdi
Günahıyla sevabıyla yaşandı ve bitti
Yine de bu senaryo böyle olmasaydı iyiydi…
5.0
100% (9)