Su 140-Özlem - Kanarebilseniz içimde ne delilikler esiyo aklıma ne çılgınnıklar geliyo mütamadiyen Özlemi düşünüyon ya sahat kaç olu(r)sa ossun çıkıp varmak alıp-ğaşmak ya da heş değilise camda da olsa kölgesini de olsa ğörmek namına gecenin hayli bi(r) geç yarısında aklıma neler geliyo neler sahat kaş deye düşünmeden gecenin leylisi olmuş ver elini orta ma(ha)lle zabahın seheliymiş ayazın eseriymiş fark etmeden, yes ediyon o yanna. “saldım çayıra mevlam gayıra” öyle ya.. len ben Özlemi ıcçıcık son bi tefa ğörmeğ uçu nerelerde zabahlayon habarın mı var senin.. eyi de esgerlikde nasıl ta(ham)mil edecen aman canım onu da o zaman düşünürüz neyder eder, garacücen halleder var ona daha beş-altı sene benimki de keyfe keder sanki her şeyi halletdik de anasını sattımın emme hinci varıp ğetmeli dayısığilin evlerinin öğünden geşmeli garşılardakı çelenlere sinmeli köpekler havlamış dayısığil dışarı fırlamış umrumda mı Allahın onarcağı bakarsın Özlemin uykusu gaçar dama çıkca(ğı) yola bakça(ğı) dutar ordan-yerden bi çiğil almalı cama atmalı ya özlem orada yatmayosa ya dayısı çıkarsa “-ulen çocuk senin zavırına” demeye gakarsa.. bi gocaman daş da sol elime n’olur-nolmaz olmaz olmaz olur ya iki kişi çıkarsa bi birine bi ötekine ya da dabana guvvet gaçacan aklıma neler geliyo neler yüre(ği)mde bi gümbürtü va! va! va! “va!” demişiyin va! ben nezman geldim buruya çiğili nerden nezman aldım? çiğili[1] tam atacan “-boş ver” deyon kendime “-boş veeer” Özlem bilse düşlerimi valla hakır hakır güler ben de gülüyon anasına satayın bi(r) ğören ossa bana ne demez.. utanmamıyın yanıma ğadar geliyo goca-ğoca köpekler benden yana dizgirdiyollar[2] hırlayollar onarı görünşe barabar ben de sıkışmışıyın, fark etdim emme nası edecen zati orda olcak şey değil ıçcık höyle sivişebilsem orada cımıcık[3] debelenivisem hepiciği her yerden -üst ayağa galkacak[4]- havlacak.. öyle ya gonu-gonşu; “ne var”, “noluyo” deye etirafdahı evlerden dam başına çıksalar, pençerelerden baksalar desdiliklere üşüşseler, “bu adamın bu sahatda işinin adı ne burada” el bana ne demez “len sen ne .ok yeyon” deseler elden ne geli(r) iki de sırtıma aşketseler ele-ğüne irezil olacaz valla, dile düşmek işden bile deği(l) ya da bu kel döyüs, “etişin gonşular bu itoluit hırsızlığa geldi” der mi der elin ağzı kesen de büzebilecen mi? ……… hayalarımı bile sıkıyon eğişiyon[5] filen emme narasın ganereler açcık aralaşdılar da ordan dabannarı yağladığım gibi yampiri-yumpiri köşeyi aşıtladırına-aşıtlatmaz[6] bi(r) guytu da ıra(ha)tlayıvıdım nassı ıratladım ulen sırra gadem basamacağımışıyın ele ezzatını o hale gelene ğadak nerdeydim nettim dünnede deği(l)miydim acabına töbeler töbossun az daha altıma goyvurayazcamışışıyın… i(n)san havas olunca sırf zevdasını düşünürkene unuduyo dünneyi de kendini de bu ğadar da olu(r) mu emme oluyo işde.. normel i(n)san hali deği(l) Allah var hinci insan melaikeleşiyo(r) valla emme meleklerde sıkışıyo mu acaba işde asıl deva burada o ğadak da fark oluvusun canım sağolsun … çok şükür bin şükür.. [1] çiğil: kumdan iri, çakıldan küçük taş [2] dizgirtmek: fışkırtmak, siğmek, işemek [3] cımıcık: çok az, azıcık [4] üst ayağa kalkmak: birinin bütün gücüyle karşı koyması, diklenmesi ağzına geleni söylemesi, birine topyekün taarruz ya da hepsinin birlikte harekete geçmesi, diğer bütün konuların bir tarafa itilerek belli bir konuda yoğun harekete geçilmesi [5] eğişmek: belli belirsiz hareket etmek, kıvrılmak, bekleyerek hareket etmek, zaman geçirmeye çalışmak, [6] aşıtlatmak: köşeyi döner dönmez, kuytuya varınca, geçidi geçince |
Köy delikanlısının sevdası okunmaya değer,
tebrikler kardeş,
selâmlar..