Başlangıçlirik şiirlere kıyıdan bakan kadınım ben düşüm gözlerime kaçar çaresiz yaşam kokusu burnumun direğinde gölgelerden gölgesiyle kaçanım gökyüzü devrilmiştir hiçliğin üzerine gözetler beni Tanrım içimde tabutlar kaskatı bir asalet ismimin N esi son kez ağlamak için ufuğa çevirmiştir sessiziliğini belki ben de gider denizi seyrederim yüz yıl uzaktan gelen dalgaların bekçisiyim kader kadar kesin kelebekler kadar uzun hayret kadar şaşkın ve hiç bir şey kadar çok susarım yitirilmiş olanı arayanım ben bir eğriyim dünyanın duvarında fırtına vadisinde uyuyan suyum ne öfkeyim ne sevgi ne düğünüm ne yas bağrımdaki bu boşluk un ufak ediyor umudu dizlerimin dibinde bir tutam toz düşüncem ölü hayvan gibi cansız çürükten çürük uzaktan uzak karanlıktan alaca ağırdan ağır acının bam teli yıkanır ya bir damlayla bir hülyadan aşağı atlamak üzereyken masumiyetten seslen bana Tanrım güç kuvvet veririm kederime kaçar giderim iğrenilecek şeylerden geriye bakmadan anlatırım sana renksizliği şarlatanların yönettiği hayatı gamlı şehirleri çocukluğu bitiren bombaları kan kokulu zalimleri kör ve fanatik imanı küçülen şefkati Tanrım buruşan aklıma iyiliği üfle bir gün her şeye inat ezber bozarbilirse gülüşüm örselenmiş masumiyetime ’başlangıç’ ismini verebileyim içimde hala aşk var... |
Bazen hiç yanımızdan geçmesini istediğimiz kelimelerin harflerin başımızda olduğunu görüyoruz ve alıp bakmayı hiç düşünmüyoruz.Sonra da geçlik işte. Halbuki ne diyordu bizden öncekiler 'vurcan o kafaya vurcan'... Biz de bundan sonrakilere demeye başlıyoruz.
İçinde hala aşk olan kadını sevgim ve duamla tebrik ediyorum.