Su 131-Özlem-b
Kaşıkaralı poçucu,
Ve aynı zamanda kokucu Yedidağ Çiçekcisinin· en birinci müşderisiyin evelallah!! zati bedafadan önüşlük bi başdan aşşa beni göpgözel fısfıslardı[1] zavallı.. “bu hu koku” “bu şu” “bu arapkızı[2] bunun bahasına eremen” sen bunu alma ben sana böğünnük bi eyinnig edeyin garışma sen evelallah zati ombeş gün gede(r) bu benden kiminin parası kiminin dovası” falan filan.. Allasen! aslı mı var, yoo! deyuslug, emme.. elden ne geli. ipin ucunu vermişiyiz puştun eline.. adam işin gompedanı olmuş namıssız.. gözlerimin içine bakıyoru uruhumu okuyoru nayeti bilip duru(r) neydip edecen alacan helbet o “en bahalı” dediğini köye gelen başka kokucu mu geliyo ı ıhh.. işin aslı bende o ğadar para ne gezer helbet yok emme şeytan beni halıma bırakmayoru ku nayet beşer-şaşar Allah var ya… insanın canı da N’oldum öldüm illem onu o “bahalı” dediğini isdeyon hani “bahasına eremen[3]” dedi ya gahroluyon.. i(n)san iresmen kinneniyo ahdım kalıyo[4] çakdırtmadan usulcukdan cızlamı çekiyon yes ediyon güpürdümünen taha hayada bile girmeden vayvalağı goparıyon “ebee! anaaa!!” “parrrraaa” … sanısın dünyanın her derdi halloldu da bi “koku”ya marak salmışıyın neydip edip ben de illem onu sürünecen biri ötekinden neye daha efdal[5] dutuluyo bildiğimizden mi hu an etibarıynan da etikadım odur ki valla deği(l).. bahası, ver bakalım bi “arap garısı” olmadı “gara kedi” ya da ikisinden de öyle eller gibi üçün beşin gözüne bakmayoz gari.. buluyoz-buşuruyoz… nayetinde hele bi de paramız varısa yandı gülüm keten havla bu yaşda ev-dam olcak de(ği)liz ya o öyle deyincekleyin barabar, ben de maliyeti ne olursa olsun, netçede arap garısı yekde![6] gara kedi de.. Yedidağ Çiçekcisinin dediğine göre “en birinci müşderisi” ben oldum.. Yedidağ Çiçekçisinin Yedidağ Çiçekçisinin arap garısı’sının.. gara kedisinin bana hususi.. işin aslı goca köyde arap garısının tek müşderisi benin ya fiyet aramızda, bana yarı pahasına deği(l).. emme! tenziline o öyle deyinşe valla olmaz deyip üş-beş de ben başış sıkışdırıyon gosgoca Yedidağ Çiçekçisine “valla olmaz hakkımı halal etmen” deyelek izbar ediyon, onda da bi(r) temenna ki sorma bi sitayiş ki yahay! etirafdakınnara höyle bi bakıyo.. “Allah Allah.. hu çocukdahı feraset! ..… izbar etme asdanım yauuu” onun dediğine aldımıyın heş basıyon dabannarı eve sürünüyon bol bol.. bayıyor ortalığı”. hinci hinci düşünüyon da Yedidağ Çiçekçisinin ellehem herkeşe aynını deyodu.. öyle ya çetelesini dutan mı var kimin hankı kokuyu sürdüğünü bilen mi var neyise, gısa kese(yim)n aydın havası ossun. · Yedidağ Çiçekçisi Aşağı Kaşıkara’lı Karadilli (ya da Karaadil’li) Hasan namlı poçucu, (poçu, yazma, eşarp, yağlık ve koku satardı) [1] fısfıs : şırınga, enjektör, pompa, flit fısfıslamak : püskürtmek [2] arapkızı : karakız [3] dahasına ermemek: karşılayabileceğinden pahalı, ekonomik durumuna göre ederini karşılayamamak [4] ahdı kalmak: uhdesinde kalmak [5] efdal / eftal : birinin diğerine tercih edilmesi için vasıf [6] yekde : yedekte, üzerimde, yanımda, hazır, stok, maledilmiş |
Eskiden hep bizim oralara gelirdi bunlar ama şimdilerde yok fakat zaman zaman Kadıköyde görüyorum
Ne güzeldi Kahfeye geldiğinde orta yere bir fıs fıs ettimi yeterdi hemen her kes bir ufam şişe doldurturdu ne günlerdi hey be........
Yüreğine sağlık usta kalem
________________________________Selamlar