Eski Aşklarımıza Gidelim
sana doğru sürüyorum atları
bana bakınca zamana akan geçmişiniz üsteliyor dünyamızda çok eksik var burnumdan iki yol duman fışkırıyor yerle bir oluyorum gözlerinizde biraz rahat çıkıyor son fikrim istemedikçe sarıp sarmalayan bana getirdiğiniz fenerler azalıyor yüreğinizde tuhaf bulmacalar çözüyorum son bulmayan ellerinizde zorlaştıkça hepinizle uğraşmak unutuluyor siyah dalgaları sonsuzluğun bekliyorum örtünsem ya utanırken beyaz kayalara ilk toyluğum geçse gecenizden kuşlarını severken gökyüzünün ya o ağaçlarla seviştiğimiz yeşil uçlu sarı baharlar hiç gelmeyecekler belki sırtı yamalı çocukluğumun uzaklaştığı ağlar gibi dizlerime dökülen son buluşmalar yeniden yeşerecekler belki son bulurken dudağım hiçliğe çıtı çıkmasın yoksunluğunun mavi bir atlas üzerinde kaybettiğimiz eski aşklarımıza gidelim. |